Kuveyt Türk, kadim geleneğimizin kültürel mirasını yaşatmak amacıyla gerçekleştirdiği çalışmaları yayınlanan kitaplarla destekliyor. Kaybolan Meslekler kitabı, bu düşüncenin ilk ürünü olarak Aralık 2006 tarihinde yayın hayatına kazandırıldı. Araştırmacı yazar Serkan Özburun’un editörlüğünde hazırlanan ve belgesel değeri olan Kaybolan Meslekler eseri, Osmanlı’dan günümüze kaybolmaya yüz tutan veya kaybolmuş onlarca mesleğe dair gravür ve renkli resimler eşliğinde detaylı bilgiler içeriyor. Kitapta, insanoğlunun sınırsız ihtiyaçları karşısında ayakta durma mücadelesi veren zanaatlar ve zanaat erbabları, içinde bulunduğu devrin üslubuna has özellikleriyle anlatılıyor.
Kitapta Osmanlıca fermanlar yer alıyor.
Kaybolan Meslekler eserinde, bazıları bugün Anadolu’da halen geleneksel olarak sürdürülen meslek gruplarının bilgi ve görselleri yer alıyor. Her mesleği temsil eden resimler ve o dönemdeki ticaret sicil belgesi diyebileceğimiz Osmanlıca fermanlar kitabın değerini artırıyor. Abacılar, Ayvazlar, Badanacılar, Basmacılar, Camgerler, Çatmacılar, Çığırtkanlar, Dalkavuklar, Debbağlar, Dülgerler, Habbazlar, Kakmacılar, Kasarlar, Kuşbazlar, Meddahlar, Paspanlar, Sakalar, Sedafkarlar, Sükkerciler ve Tulumbacılara kadar, bugün artık kaybolmuş ya da isim değiştirmiş nice meslek grupları kitapta anlatılıyor. Sınırlı sermayesiyle birlikte bedensel performansa dayanan, çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren meslek erbabı, bugünün KOBİ’lerinin dünkü temsilcileriydi. Eserde bunların işleyişi, yasal düzenlemeleri hakkında detaylı bilgiler de yer alıyor.
Kaybolan Bazı Meslekler
Nalbant:Geçmişte taşıma ve ulaşım sektöründe atların kullanılması sebebiyle, hayvan tırnakları altına demir parçası yani nal ya da nalça çakılması, nalbantlığı yaygın bir hale getirmişti.
Sayacı:Saya, ayakkabının yumuşak olan üst bölümü yani yüzüydü. Eskiden halk dilinde, evlerin giriş kısmında ayakkabıların çıkarıldığı veya konduğu ufak bölüme de saya denirdi. Sayacı, dünün ayakkabıcısıydı.
Urgancı: Keten, kenevir, pamuk gibi dokuma maddelerinden yapılan ince halatlara urgan denirdi. Urgancı örme işini bizzat yapar ve malını tüketiciye ulaştırırdı.
Hallaç:Hallaç bugünkü döşemecilerin bir anlamda dününü simgeliyordu. Osmanlı hanesinin ev eşyalarından döşek, yorgan, yastık ve minderlerde dolgu malzemesi olarak pamuk ya da yün kullanılırdı. Zamanla sertleşen bu dolguyu hallaç, kiriş ve tokmağıyla kabartırdı.
Bezzaz:Bugünkü manifaturacıların karşılığı olarak, bez ve kumaş satan esnafa bezzaz, çarşılarına Bezzazistan denirdi. Halk ağzında zamanla bedestan ya da bedestene dönüşmüştü. Kıymetli kumaş satanlara üstüfeci, dibacı, kadifeci, atlasçı denirdi.
Çıracı:Osmanlı uzun yıllar enerji kaynağı olarak odun kullanmıştı. Kömür ancak 19. yüzyılda gündeme gelmişti. Odun, çam gibi reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli kısından olan çıra, kullanılarak ateşlenirdi. Genellikle Ürgüplü olan çıracı, tartıyla aldığı çırayı kalem kalem desteler, deste hesabıyla satardı.
Kitaba ulaşmak için: Kaybolan Meslekler