Page 96 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 96

60. Sanat Yılında
           Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ


                                         anlamda müzik yaparsanız halk tarafından tutulur. Yoksa bu iş olmaz. Ona uygun
                                         eserler lazım, ama temel sesleri bozmadan. Bu da biz bestecilerin boynunun borcu”
                                         diyerek günümüz insanının zevkine müziğin de ayak uydurması gerektiğini
                                         vurgularken öte yandan bestekârları günümüz insanına uygun beste yaparken
                                         özü kaybetmemeleri yönünde uyarır.

                                         Her alanda olduğu gibi bestekârlar arasında da fikir ayrılıklarının son dönemde
                                         arttığına dikkat çeken Âmir Ateş, “Hiçbir zaman karamsar olmamakla beraber,
                                         iyiye gidiş olduğunu söyleyemeyeceğim. Bugün bestekâr olma hevesinde olanlara
                                         sorduğunuzda, artık Uşşak makâmında, Rast makâmında beste yapılamaz gibi bir
                                         kanaat var. Buna şiddetle karşı çıkıyorum. Biz biliyoruz ki mûsikî bir ilim dalıdır
                                         ve ilmin sonu yoktur. Bu sebeple Uşşak makâmında da Rast makâmında da daha
                                         yüzlerce değil binlerce eser bestelenebilir” sözleriyle arayış ve sa’y-ü gayret içinde
                                         olunarak yeni bestelere ulaşılabileceğini belirtir.

                                         Şurası bir gerçektir ki, kelimeler zaman içerisinde değişik mânâlara
                                         bürünmektedir. Günümüzde yapılan besteler de geçmiş zamanlarda olduğu
                                         gibi günümüz şartlarında farklı güzellikleri içinde bulundururlar. Bu
                                         güzellikleri yansıtabilmek, ustalıkla ve teknik metotlarla ulaşılabilecek bir
                                         vasıftır. Çok klâsik eser yapan kişi, iyi bestekâr değildir. Geçmişi bilen ve
                                         günümüz melodilerine de âşinâ olan ve bu melodileri insanların beğenisine
                                         sunabilen  kişiler  hakiki  bestekârdır.

                                         Âmir Ateş’e göre bestekârlar Allah  Teâlâ’nın yarattığı ender kullardır. Bu
                                         konuda Âmir Ateş “Itrî (ö. 1711), Dede Efendi (ö. 1846), Selahattin Pınar (ö.
                                         1960), Sâdeddin Kaynak (ö. 1961) gibi üstadlar, yaptıkları bestelerle bambaşka
                                         insanlardı”  diyerek, bestekârların özel insanlar olduğunu vurgulamıştır.

                                         Âmir Ateş’in bestelerinde klâsik tavır hemen göze çarpmaktadır. Klâsik
                                         tavır  ‘Klâsik kâidelere uygun olarak yapılan müzik’ demektir. Âmir Ateş de
                                         klâsik üslûba sahip bir bestekârımızdır. Bestelerinde klâsik üslûpla birlikte
                                         kendine özgü melodik yapıları ustalıkla kullanmıştır. Bir eserin ona ait olduğu
                                         mûsikîşinaslar tarafından kolaylıkla anlaşılır. Eserlerinde melodik zenginlik
                                         kendini hemen hissettirir.  Bestelerinde makamların kendisine sunduğu
                                         tüm zenginliği kullanır ve birden fazla geçki yaparak bu işteki ustalığını
                                         eserlerine yansıtır. Örneğin bir Sabâ bestesinde Dügâh, Şevkefzâ, Hüseynî
                                         gibi makamları bir arada kullanıp geçki tekniklerini de göstererek sanki Sabâ
                                         makamından diğer makamlara geçkinin dersini verir Âmir Hoca.
                                         Âmir Ateş’i ve onun eserlerini diğer bestekârlardan ayıran, yani “Bu eser, Âmir
                                         Ateş  bestesidir.”  dedirten  özellikler  vardır.  Kendine  has  üslûbu, eserlerinin
                                         içindeki prozodinin sağlam yapısı, makamsal geçkilerdeki ustalığı, modern
                                         müzik karakterinde esnek, hareketli ve çarpıcı nağmelerle beste yapması öne







                                                             • 92 •
   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101