Page 94 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 94
60. Sanat Yılında
Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ
ilâhî besteleriyle günümüzde yaşayan en fazla esere sahip bestekârdır. Beste-
lerinin sayısını kendisinin de bilmediğini ancak bir büyüğün; “El-bereketü fil
meçhûl” sözünü anımsatan Âmir Ateş; “Bilinmeyende bereket vardır” demekte
ve “Bir bestekârın 2000 bestesi vardır diye sınırlandırmak ona haksızlık olur. İn-
Bizim dünyevî aşk diye şallah yarın 2500-3000 olur. 2000 küsûr altında ancak küsûrlü olan
kısmı peşrev, saz semâîsi, medhal, nakış ve dinî mûsikî eserleri… İn-
tarif ettiğimiz şey de mânevi aşkın şallah, Allah ömür verir ve daha fazla beste bırakabilirim ama rûhuna
uygun bir şekilde” diyerek azmini ve sevdasını dile getirmiştir.
gölgesidir, farklı bir şey değildir.
Yukarıda bahsettiğimiz üzere son dönemin en velûd bestekârların-
dan biridir Âmir Ateş. Kendisine eser sayısını soranlara verdiği şu
cevabı çok mânidardır:
“Şu anda eser adı sorsanız söyleyemem. Ondan önce yüzler diyordum. Sonra
binleri buldu. Şu an iki bini aştı. Bestelerin içinde kayboldum. Manisa’da adıma
bir gece yapıyorlar. Adını hiç duymadığım bir eser çıktı karşıma. Meğer yıllar
önce bestelemişim, hoşlarına gitmiş, almışlar. O şarkım İzmir yöresinde çok
beğeniliyormuş.”
Beste yapabilmek muhakkak ki ilhâmın yanında bir takım teknik bilgileri hâiz
olmayı gerektirmektedir. Âmir Ateş, bestelerini yaparken güftenin de aynı
zamanda teknik olarak düzgün olmasına âzamî derecede önem vermiştir. Bu
konuda Âmir Ateş, “Beste yapmayı düşündüğüm zaman öncelikle teknik olarak
kurallara uygun bir güfte ararım. Benim için güftenin içeriğinin yanında teknik olarak
da kalıplara uygun olması gerçekten önemlidir” sözleriyle beste yapmak istediği
güftenin yapısal ve duygusal açıdan düzgün olması gerektiğinin altını çizmiştir.
Âmir Ateş gönlünde yanan aşk ateşinin köz haline gelmesine hiçbir zaman
izin vermemiş ve o aşkını en yüksek mertebede yaşamıştır. Aşkı anlatırken
gözlerinin içi parlayan Âmir Ateş, “Aşk öyle bir cevher-i hakîkîdir ki abdestsiz
ağza alınmasının dahi sakıncalı olduğunu düşündüğüm mânevi bir kavramdır.
Allah sevgisi, ilâhî sevgi ile insan sevgisi, her hal içindeki sevgi ile dopdolu. Her
şeyde boşluk vardır ama aşkta yoktur” sözleriyle her muhabbetin asıl menbaının
Allah sevgisi olduğuna işaret etmektedir.
Âmir Ateş, içinde bulunan Allah aşkını, besteleriyle ifade etmiştir. O hep
Rabbinin aşkını aramıştır ve bu aşk, bestelerine yansımıştır. Tüm insanlığın
yaşadığı dünyevî aşk için ise “Bizim dünyevî aşk diye tarif ettiğimiz şey de
esasında mânevi aşkın gölgesidir, farklı bir şey değildir” diyerek her şeyin özünde
Rabbe olan ‘aşk’ın olduğunu ifade etmiştir.
Klâsik formlardaki sözlü eserlerde besteciler güftenin manasını kuvvetlen-
dirmek maksatlı terennümler kullanmışlardır. İlerleyen yıllarda özellikle 19.
• 90 •

