Page 92 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 92

60. Sanat Yılında
           Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ























                                                             t Bestekârlığı t











                                              mir Ateş’in Türk Müziği sahasındaki  en büyük özelliği “bestekârlık”
                                         Â yönüdür. O, Hâfizu’l-Kur’ân ve kârîdir, mevlidhândır, mûsikîşinastır,
                                         ûdîdir; ancak Klâsik Türk Mûsikîsi’ne ve Türk Din Mûsikîsi’ne yaptığı en
                                         büyük katkı, birbirinden güzel besteleridir.

                                         Âmir Ateş beste yapmaya kendince, bestenin, güftenin, usûlün, mûsikînin
                                         ne olduğunu bilmeden başlamıştır. Onun müzik dünyasında, çocukken
                                         çobanlardan duyduğu, köy yöresinde sesi güzel insanlardan ve radyodan
                                         dinlediği sesler etkili olmuştur.  Takvim yapraklarında okuduğu şiirleri
                                         kendince mırıldanırken Türkçe’nin güzelliği ile bir nevi  “Fâilâtün fâilâtün
                                         fâilün” kalıbını aklına kazımıştır.  Mevlîd-i Şerîf ’i düzgün okumasında da bu
                                         çocukluk günlerinin etkisi çok büyüktür.

                                         Âmir Ateş, 20’li yaşlarında klâsik formda eserler bestelemeye başlamıştır. Çok
                                         kısa sürede sanatlı eserler bestelemesi, edebiyatı ve arûz veznini bilmesine,
                                         aynı zamanda hâfızlığın ve mevlidhânlığın getirdiği mûsikî tecrübesine
                                         dayandırılabilir.

                                         Âmir Ateş Hoca’nın musiki anlayışı şöyledir:“Her şiirin makâmı, usûlü ve for-
                                         mu kâinatta mevcuttur ve saklıdır. Zira Allah Teâlâ, kâinatta her şeyi yaratmıştır;
                                         Sâni’-i Kerîm O’dur ve bestekârlar O’nun yarattığı seslerin ve melodilerin içerisin-
                                         de derledikleri güzellik manzûmesini insanların zevk-i selîmine sunmaktadırlar.
                                         Cenâb-ı Hakk’a yaklaşabilmenin en müşahhas örneğidir mûsikî Sâni’-i Kerîm
                                         O’dur ve bestekârlar O’nun yarattığı seslerin ve melodilerin içerisinde derledikleri







                                                             • 88 •
   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97