Page 95 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 95

60. Sanat Yılında
                                                                                             Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ


            yüzyılda bu terennümlerin parçayı fazla uzattığı, ağır ve ağdalı hâle getirdiği
            düşüncesi ağır basmaya başlamıştır. Daha anlaşılır sözlerden oluşan ve küçük
            usûllerle yapılan bestelere Hacı Ârif Bey önder olmuştur. Hacı Ârif Bey’in
            sözlü müzik besteciliği ve şarkı formundaki şiirleri bestelemesinin sonrasında
            şarkı formunun gelişmesiyle birlikte son asırda bu üslûbu devam ettiren en
            büyük bestekâr Sâdeddin Kaynak’tır. O, bestelerinde çoğunluğun anlayabi-
            leceği sadelikteki güfteyi kullanan, dinleyici ile konuşur gibi ona hitâb eden,
            aynı zamanda bestekâr-hâfız kimliği ile klâsik romantizmden çağdaş roman-
            tizme geçişi sağlayan bir dehâ olarak kabul edilir. Dönemimizde yaşayan ve
            Hacı Ârif Bey’in başlattığı bu üslûbu devam ettiren bestekârlardan biri de
            Âmir Ateş’tir.

            Bestelerini  yaparken  çok  fazla  kendini  yormadığını  ve  akışına  bıraktığını
            anlatan Âmir Ateş, “Bu eserlerin birçoğunun, hiç zorlanmaksızın, Rabbimizin
            bize ilhâm ettiği, ihsân ettiği nağmelerin ışığı  altında meydana gelmiş  olması
            bizlere ayrı bir aşk ve şevk vermektedir” diyerek beste yapmanın aşk ve ilhâm ile
            olabileceğini vurgulamıştır.

            Bestekârlık çok geniş bilgi ve yetenek isteyen bir ilim alanıdır. Bu da demek
            oluyor ki müziği çok iyi bilen kimse ancak yeteneği de varsa bestekâr olabilir.
            Bu alanda diğer güzel sanatlar branşlarında da olduğu gibi yaratılıştan bir
            yetenek olması gerekir. Âmir Ateş’in de yaratılıştan gelen bu vasfı ve ilerleyen
            yaşlarda kendisini mûsikîşinaslar içerisinde bulmuş olması, topraktan sızan su
            misâli zamanla bir deryaya dönüşmüştür.
            Her bir bestenin insanlarda farklı duygular ortaya çıkarmasını, “Şiirin mânâsı
            şairin gönlünde saklıdır” sözü ile dile getiren Âmir Ateş, “Bir eseri siz başka
            mânâlarda dinliyorsunuz, ben başka mânâda dinliyorum, öteki başka mânâda...
            İşte bestekâr bu düşünceleri verebiliyorsa o eserinin değeri daha farklı gelmektedir
            bestekâra”  sözü ile her bir eserin dinleyiciler arasında farklı duygular
            yaşatmasının bestekâr için bir heyecan olduğunu dile getirmiştir.

            Âmir Ateş, hâfızlık yaptığı yıllarda beste alanına biraz daha fazla eğilmiş ve
            hâfızlık ile mûsikî eğitimini birlikte devam ettirmiştir. Bestekârlık ile alâkalı
            teknik bilgileri özellikle bu yıllarda kazanan Âmir Ateş; “Ömrümde o yılların
            ayrı bir yeri vardır” sözü ile o günlerin kendisi için özel günler olduğunun
            altını çizmiştir.
                                                                                          Şiirin mânâsı şairin
            Âmir Ateş,  Türk müziğine sahip çıkılmasının önemli olduğunu
            söylerken yeni bestelerin de bugünün gençliğine hitâb etmesi gerektiğini  gönlünde saklıdır.

            vurgular. Bu konuda “Eskiden Boğaz’da, Kağıthane’de faytonlar eşliğinde
            bu müzik dinlenirdi. Şimdi lüks araçlar var, roketler var. Bu durumda popüler








                                                             • 91 •
   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100