Page 43 - KAZASKER MUSTAFA İZZET
P. 43
Ayasofya’nın Nişânesi | KAZASKER MUSTAFA İZZET
Hânendeler Neyzenler Kemânîler Tanbûrîler
Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi İzzet Efendi Beşiktaşlı Rıza Efendi Numan Ağa
Dellâlzâde İsmail Efendi Said Efendi Kemânî Ali Ağa Zeki Mehmed Ağa
Şâkir Ağa Mustafa Ağa (Şâkir Ağa’nın kardeşi) Keçi Ârif Ağa
Çilingirzâde Ahmed Ağa Necib Ağa
Suyolcuzâde Sâlih Efendi
Kömürcüzâde Hâfız Mehmed Efendi
Basmacı Abdi Efendi
İzzet Efendi
Musiki sahasında böyle bir çevrede, tarihinin belki de en önemli meclisinde bulunma şansı yakalamış Mustafa İzzet, musiki bilgisini ve
hünerini daha da geliştirme imkânı bularak padişahın emri ile genç yaşında sermüezzinlik görevine de getirilmiştir. Necmettin Okyay’dan
nakledilen bilgiye göre Kazasker, sermüezzinliği sırasında İmâd el-Hasenî’yi taklit etmek yerine kendi tertiplediği,
"Nazar-ı şeh ile kıt’a-i garrâ
Levha-i mihre nâz ederse sezâ
Şâh-ı asrın ki sermüezziniyim
N’ola eyler isem İmâd’a salâ"
kıtasıyla icazet almıştır. Ayrıca Okyay, bu icazetnâmenin aslını 1900’lü yılların başında Muhsinzâde Abdullah Hamdi Bey’in tereke
müzayedesinde gördüğünü de beyan etmiştir. [2]
Saraya alınmasının ardından geçen on yıl boyunca Mustafa İzzet, Sultan’ın âdeta yanından ayırmadığı adamları arasına girmiş ve bütün
fasıl ve binişlerde yerini alarak ihsanlara nâil olmuştur. Kazasker’in musikişinâslığı bahsinde ayrıntılarıyla değineceğimiz bu fasıllar, hatıralar
ve ihsanlar arasında henüz Enderûn’a girdiği yıl, hem genç bir musikişinâs hem de saray âdâbına yeni ayak uydurmaya çalışan biri olarak,
Sultâniye semtine yapılan bir binişte Suyolcuzâde Sâlih Efendi ve Mülazım Rıfat Bey ile birlikte icrâ ettiği şarkılar neticesinde kendilerine
büyük ihsan verildiğini burada zikretmemiz gereklidir. Zira Mustafa İzzet, sarayda yetişmiş bir musikişinâs olarak anılmakla birlikte, evvelinde
de hüsnükabul görmüş bir sanatkârdır. 1823’te Sultan II. Mahmud ile birlikte gittiği Mustafa Paşa Köşkü’nde ise, Rıfat Bey ve Aziz Bey ile
birlikte yer aldığı küme faslının ardından mükafata nâil oldukları ve rütbesinin çavuşluğa yükseltildiği kaynaklarda zikredilmektedir. Nitekim,
Mustafa Efendi Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlı, 1242 (1826-27) yılına tarihlenen celi ta’lik yazısındaki imzasında "Serheng-i
Hazret-i Şehriyârî" sıfatını da kullanmıştır.
Sıdkı Köker’e göre Kazasker’e verilen tüm terfi ve ihsanlar, büyük bir sanatkâr olmasının yanında onu sarayda tutmak ve avutmak için de
başvurulmuş bir yoldur. Zira Mustafa İzzet Efendi, sarayda geçirdiği yıllar içerisinde buradaki âdetleri görme imkânı bulmuş ve bu düzenin
2 M. UĞUR DERMAN, "MUSTAFA İZZET, Kazasker", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/mustafa-izzet-kazasker#1
(29.08.2019).
41

