Page 51 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 51
saraylar, çarşılar, dükkanlar ve hanlar, İslâm’da ise üretime dayalı kazanç meşru-
meslek sahiplerine iş kurmak ve üretmek dur ve medhedilmiştir. Bîrûnî, insan-ihti-
için önemli bir altyapı sunmuştur. Ahî yaç-medeniyet ilişkisine dayalı “medeni-
Evran’ın “kümelenme teorisi”ne uygun yet teorisini” geliştirirken, Aristoteles'in
altyapıda iş merkezleri kurularak üreti- tabii muamelesini hem yetersiz hem de
min verimliliği ve çeşitliliği arttırılmıştır. ilkel bulur. Para ile mübadeleyi önerir ve
buna “vaz‘-ı muâmele” der. Bîrûnî, insan-
Bîrûnî’nin “medeniyet teorisi”nin ana
unsurları şunlardır: ların sadece maddi değil, manevi ihtiyaç-
larının da karşılanması gerektiğini, ancak
1. İnsan medeni yaratılmıştır. Bu nedenle bu şekilde saadete erebileceklerini önemle
insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için top- vurgular. Dönem olarak Bîrûnî’den önce
luluklar oluşturur. Böylece medeniyetler yaşayan Fârâbî el-Medînetü’l-fâzıla adlı
ortaya çıkar. eserinde, evin ihtiyaçlarını karşılayacak
2. Topluluklar içinde insanlar, ihtiyaçları kadar üretime kabul edip ticari müba-
karşılamak için ilimler (havâyicu’l-ulûm) deleyi reddenen ev ekonomisine dayalı
ve meslekler oluşturup geliştirirler; böyle- toplulukları “eksik topluluklar” olarak
ce ihtiyaçlarını karşılayıp gelişirler. nitelendirerek eleştirir. Yani Fârâbî, Aris-
toteles başta olmak üzere Grek felsefesin-
3. Hem topluluk içindeki insanlar arasın-
da hem de topluluklar arasında dostluk- den faydalanmış, ancak bu felsefeyi eksik
düşmanlık, ticaret ve rekabet vardır. bulmuş ve benimsememiştir. Fârâbî’ye
göre “faziletli topluluklar” bu tür ek-
4. Aristoteles insanın ihtiyacını karşılaya- sik topluluklar değil, şehirlerdir. Bîrûnî,
cak kadar üretmesine “ekonomi” der ve Fârâbî’nin bu “faziletli topluluklar” kav-
ancak ihtiyaç kadar üretimi meşru kabul ramını medeniyet ile ilişkilendirerek bu
eder. Hânenin ihtiyaçlarını karşılayacak kavrama son şeklini vermiştir.
kadar üretimi uygun bulurken ihtiyaçtan
fazla kazanmayı meşru bulmaz ve buna Gazzâlî, Bîrûnî’nin “medeniyet teorisini”
“krematistik” der. Bu nedenle ticaret vb. benimseyerek ilavelerde bulunur. İhtiyacı
iktisadi faaliyetleri meşru olmayan kre- kadar üreten insanın İslâm’daki mali iba-
matistik faaliyetler olarak görür ve red- detleri yerine getiremeyeceğinden bunun
deder. Bunu formüle ederken ihtiyaçları (ihtiyacı kadar üretimin) yeterli olmadı-
karşılamak için aynı mübadeleye “tabii ğını vurgulayarak helal yoldan kazançla
muamele” der ve bu dar ekonomi üreti- zekat ve sadaka verilmesini tavsiye eder.
mini önerir. İhtiyaçtan fazla üretimi meş- Fazla kazanma hırsına kapılma halinde
ru görmeyip hor gören bu anlayış, efendi- ise Allah’ı unutma riski olduğunu söy-
lerin çalışmadığı, köle emeğiyle üretimin leyip Allah için insanlara faydalı olmak
yapıldığı bir kapalı ekonomi yapısının yolunda hem kendi hem de insanlık için
çağlar boyunca Avrupa’da var olmasının çalışılıp üretilmeli, böylece denge sağlan-
temelini oluşturmuştur. malı diyerek Bîrûnî’nin saadete erme ta-
rifine önemli bir bakış açısı daha katar.
50 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ

