Page 183 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 183

kıymetlendirilmeden yanlızca kelime ma-     eserler kaleme almışlardır. Mutasavvıflar
                        nası olan “genç adam” olarak kullanıldı-    fütüvvetnâmelerde anlatılanların tümüne
                        ğını söylüyorsa da,  bu husus “feta” ve     “fütüvvet” veya “fütüvvet yolu” ismini
                                           26
                        “feta” ile aynı kökten gelen kelimelerin    veriyorlardı. Sülemî fütüvveti şöyle anla-
                        kullanıdığı bütün ayetler için geçerli de-  tıyor: “O Allah’a hamdolsun ki fütüvvet
                        ğildir. Meselâ putlara tapanlarla müca-     yolunu yapılması gerekli güzel şeylere
                        dele eden, babası da bir  putperest olan    götüren en açık yol kıldı. Onu kötülük-
                        Hz. İbrahim, bu inkârcı kavme katılma-      lerden ve kusurlardan temizleyip merte-
                        yıp kendi çabasıyla doğru yolu bulmuş ve    belerin en yücesine çıkardı. Gönderilmiş
                        birgün putperestlerin putlarını kırmıştı.   peygamberleri ve kendisine hak yolu açı-
                        Kur’an ayetlerinde bu bilgiler verilirken   lan herkes onun gereklerini yerine getir-
                        Hz. İbrahim’e “feta” denilmektedir.         di, onun mertebelerinde oturmaya devam
                                                               27
                        Fütüvvetnâmeler, Kuran’da fütüvvetle il-    etti.” 30
                        gili ayetlere ayrıca yer verirler .         İslâm’ın Türkler arasında yayılmasıyla
                                                     28
                        Fütavetnamelerde mutasavvıfların “feta”     birlikte, yetişen Türk mutasavvıfları ara-
                        terimini, Kur’an-ı Kerim’de geçen ayet-     sında da fütüvvet fikri yerleşmiş, aşağıda
                        lerdeki anlamını göre “ideal müslüman       anlatılacağı gibi bu ilk Türk mutasav-
                        insan” anlamında kullanmışlardır.           vıfların talebeleri Anadolu’ya yerleşerek

                        Fütüvvetnâmelerde  verilen  bilgiler  de    başta Ahî Evran olmak üzere ahî teşkila-
                        bu doğrultuda açıklayıcı bilgiler ihtiva    tını kurmuşlardı.
                        etmektedir.  Fütüvvetnâme-i Sultânî de,     Fütüvvetin İslâm fikri ve ahlâkına dayalı
                        fütüvvetin Hz. İbrahim’le zuhur etti-       muhtevasının doğuşu Arap-İslâm dün-
                        ği, Kur’an’da da İbrahim, Yusuf, Yuşa,      yasında olmasına karşılık, birlik-teşkilat
                        Ashab-ı Kehf ve Ali’ye feta dendiği belir-  olarak ortaya çıkışını, İslâm'ın IX. asır-
                        tilmektedir.  Belirtilen bu şahısların hep-  dan itibaren Asya’da yayılmaya başla-
                                   29
                        si de Kur’an’da ideal müslüman insanının    masından  sonra  Türk  ve  İranlıların  ya-
                        nasıl olduğuna dair birer misal olarak
                        zikredilmektedirler.
                        Mutasavvıflar, ideal müslüman insanın       30  Ateş 1977:22. Fütüvvetnâmeler hakkında geniş
                        nasıl olması gerektiğini, bu tür insanlar       bilgi için bk. Muallim Cevdet, İslâm Fütüv-
                                                                        veti ve Türk Ahîliği İbn-i Battuta’ya Zeyl,
                        olan fetaların özelliklerinin, meziyetle-       haz. Cezair Yarar, İşaret Yayınları, 2008.;
                        rinin neler olduğunu, daha çok ayet ha-         Gölpınarlı 1950:3-354.; Gölpınarlı, “Burgazi
                        dis ve menkıbelere dayanarak  feta ka-          ve Fütüvvetnâmesi”, İFM., cilt 15, no. 1-4,
                        bul ettikleri kişilerden misaller vererek       1954, s. 76-154.; Gölpınarlı, “Fütüvvetnâme-i
                        anlattıkları  fütüvvetnâme ismi verilen         Şeyh Seyyid Huseyn ibn Gaybi”, İFM, cilt
                                                                        17, no. 1-4, 1956-1, s.  73-126.; Aynı Yazar,
                                                                        “Fütüvvetnami-i Sultani ve Fütüvvet Hakkında
                        26  Taeschner 1950: 5.                          Bazı Notlar” Aynı Yer, 1956-2, s. 127-155;
                        27  Kur’an-ı Kerim, Enbiyâ suresi, ayet 60.     Abdülbaki Gölpınarlı, “Şeyh Seyyid Gaybi
                        28  Gölpınarlı 1950: 191-194.                   Oğlu Şeyh Seyyid Hüseyin’in “fütüvvetnâmesi”
                        29  Gölpınarlı 1956-2:131.                      İFM, 1956-3, s. 27-72



      182   -   ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188