Page 164 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 164

lan Ahî teşkilatı ile Ahî Evran’ın küme-    ret vb. iktisadi faaliyetleri meşru olmayan
                  lenme teorisine göre kurulan Ahî olan       “krematistik” faaliyetler olarak görür ve
                  veya olmayan meslek erbabının üye ola-      reddeder. Bunu formüle ederken ihtiyaç-
                  bildiği meslek-zümre birliklerini birbirine   ları karşılamak için mecbur kalınan ayni
                  karıştırmaktadır.                           mübâdeleye “tabii muamele” der ve bu
                                                              eksik ekonomi üretim biçimini önerir. Pa-
                  Bu karışıklık nedeniyle bugüne kadar
                  hem Ahî Evran’ın geliştirdiği ve dünya      zara yönelik üretimi meşru görmeyip hor
                  iktisat düşüncesinde ve iktisat biliminde   gören bu anlayış, efendilerin çalışmadığı,
                  devrim niteliğinde olan kümelenme mo-       köle emeğiyle üretimin yapıldığı bir ka-
                  deli teorisi hem de bu teorisini uygula-    palı ekonomi yapısının İlk ve Orta çağlar
                  maya koyarak başlattığı  sanayi devrimi     boyunca Avrupa’da var olmasının temel
                  yeterince değerlendilememiştir.             sebebidir.
                                                              İslâmda ise pazara yönelik üretimle elde
                  Bîrûnî’den başlayarak Ahî Evran’a kadar
                  dünya da ve İslâm dünyasında, iktisat ve    edilen kazanç meşrudur ve övülmüştür.
                  iktisadi teşkilanlanma, ayrı bir bilim ve   İslâm dünyasında ilk olarak Fârâbî, Aris-
                  uygulama alanı olarak görülmüyordu.         toteles felsefesini en iyi bilenlerden biri
                                                              olarak bu  iktisat anlayışına en önemli
                  Eski Grek felsefesi kaynaklı olarak ilk     eleştiriyi getirenlerin başında gelmekte-
                  çağlardan orta çağ sonuna kadar Eski        dir. Fârâbî, birinci bölümde ayrıntılı an-
                  Yunan,  Roma, Avrupa ve Bizans’ta  ik-      latıldığı gibi Medînetü'l-fâzıla adlı eserin-
                  tisat anlayışı, Aristoteles’in eksik tanımı   de, ev/hane ekonomisi gibi küçük üretim
                  içinde değerlendirilerek pazara yönelik     topluluklarını, köy topluluğu gibi ikti-
                  üretim meşru görülmediğinden, sadece        sadi-sosyal gelişmişlik yönünden “eksik
                  evin/hanenin zaruri ihtiyaçlarını karşıla-  topluluk” olarak nitelendirmiştir. Eksik
                  yan “ev ekonomisi” anlayışına indirgen-     olmayan “fâzıl topluluklar” şehirler, mil-
                  miş olarak görülüyordu.                     letler ve bunlardan oluşan tüm toplumlar-

                  Sokrat öğretisine uygun Eski Grek felsefe   dır. Böylece Fârâbî, Aristoteles’in ev eko-
                  anlaşışına uygun olarak Aristoteles paza-   nomisi anlayışını  eksik topluluk olarak
                  ra yönelik üretime karşı çıkar ve evin/ha-  nitelendirip açık bir şekilde eleştirmiştir.
                  nenin ihtiyacını karşılayacak kadar üre-    Bu eleştiriye rağmen İslâm âlimlerinin ik-
                  tim yapılması faaliyetine “ekonomi” der.    tisat bilimine yaklaşımı Bîrûnî’ye kadar ev
                  Ancak zorunlu ihtiyaçları karşılayacak      ekonomisi yaklaşımı çerçevesinde olmuş-
                  kadar üretimi meşru kabul eder. Böylece     tur. Fârâbî’nin yaklaşımı ile Aristoteles'in
                  hanenin/evin ihtiyaçlarını karşılayacak     ev ekonomisi anlayışından farklı olarak
                  kadar üretimi meşru ve yeterli bulurken     İslâm alimlerinin benimsedikleri ev eko-
                  zorunlu ihtiyaçtan fazla pazara yöne-       nomisi anlayışında, pazara yönelik üre-
                  lik üretimi ve kazancı meşru bulmaz ve      tim hem meşrudur hem de tercih edilen
                  buna “krematistik” der. Bu nedenle Eski     üretim biçimidir.
                  Grek felsefesi anlayışına uygun olarak
                  Aristoteles, pazara yönelik üretim, tica-





                                                                                                   ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ   -   163
   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169