Page 121 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 121

60. Sanat Yılında
                                                                                             Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ


            Nûr Bahri’ne girdim. Çok da güzel olmuştu. Ertesi gün Milliyet gazetesinde
            Refii Cevat Ulunay’dan (ö. 1968) bir yazı, başlığı ‘Eski Köye Yeni Adet.’ O yazı
            şöyle idi: ‘Her bahrin nev-i şahsına münhasır bir okunuşu vardır. Binâenaleyh
            şu bahir şu makamda, şu bahir şu makamda okunur.’ Açtım telefonu bu zâta…
            Selam vererek, ‘Kıymetli efendim ellerinizden öperim’ diyerek telefonla konuşmaya
            başladım ve devamında ‘Efendim, yeni bir âyet nâzil oldu da ben mi duymadım.
            Tevhîd Bahri şu makamdan okunacak Nûr Bahri şu makamdan okunacak diye…
            Evet böyle bir teâmül gelişmiştir. Ancak biz yeni bir şeyler deneyemeyecek kadar
            âciz bir millet miyiz? Bizler Hicâz, Sabâ, Rast’tan başka bir makam yapamaz
            mıyız’ dedim. Dinledikten sonra ‘Evlâdım, ben kiminle görüşüyorum’ diye sordu.
            Ben de ‘Efendim, mâlumunuz, bu yazıyı kimin için yazdınız ise onlardan biridir
            muhakkak  bu  arayan” diyerek, o günlerde verdiği  mücâdeleyi  anlatmış  ve
            kalıplaşmış fikirleri yıkmanın zorluğundan yakınmıştır Ancak Âmir Ateş bu
            yaptığı davranışın üzüntüsünü uzun bir süre yaşamış ve ‘Gençlik yılları ne de
            olsa’ diyerek üzüntüsünü paylaşmıştır. Tabi ki bu telefon görüşmesi yine Âmir
            Ateş’in kibarlığı ve büyüklerine saygısı çerçevesinde olmuştur.




            Vefâtü’n-Nebî Bahri

            Mevlîd-i Şerîf içerisinde bir bahir vardır ki, Âmir Ateş bu bahri de kendi
            isteği  ile okumamaktadır. Bu  bölüm Peygamber  Efendimizin  ölümünü
            anlatan bahirdir:  Vefâtü’n-Nebî. Ancak birtakım okuyucuların, bu bölüm
            okunmazsa mevlîd kabul olmaz gibi görüşleri olduğu için her mevlîdde bu
            bölümü okuduklarından bahseden Âmir Ateş,

                  “‘Fahr-i âlem göç eyledi dünyadan; Ümmetlerim size olsun elvedâ
                  Bize gel gel oldu yüce Mevlâ’dan; Ashâblarım size olsun elvedâ’

            mısrâlarına,

                  ‘Besleyip büyüttün beni, Kucağına aldın anam,
                  Yemedin yedirdin, Şimdi nerelerdesin anam’

            dörtlüğünü ekleyerek mevlîdler okuyorlar. Bazıları isteyerek o mecliste bulunsa da
            mevlîdin tam ne demek olduğunu bilenler çekip gidiyor” diyerek bu durumlara
            düşmemek için, işin edebiyat, sanat, mûsikî yönlerini asla elden bırakmamak
            gerektiğini vurgulamaktadır. Âmir Ateş, “Mevlîd’in bugün bu  hâle gelişinin
            nedenlerinden bir tanesi de bu lüzûmsuz şeylerin eklenmesindendir” sözleri ile
            mevlidhânlara yönelik eleştiride bulunmuştur. Ona göre televizyonlardan
            Mevlîd-i Şerîf’e karşı gelenler kadar, içerisine birtakım ilâveler yaparak onu
            bozanlar da mevlîde zarar vermektedirler.








                                                             • 117 •
   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126