Page 119 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 119
60. Sanat Yılında
Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ
mısrâlarını Dügâh makâmında bestelemiş ve Tevhîd bahrinden önce bu
makâmda seçilen ilâhîlerin veya Sabâ makamındaki ilâhîlerin iştirâk etmesi
gerektiğine vurgu yapmıştır. Bu bahrin sonundaki mısrâda söylenen “Müellif,
Süleyman” gibi sözlerin gereksiz olduğunu, o bölümün “Fatihâ ihsân ede ben
kulunâ” şeklinde okunması gerektiğini belirtmiştir.
Bu bahir içerisinde kasîdeye çok fazla yer verilmediğini belirten Âmir Ateş,
mevlidhânın bir kasîde okumaya karar vermesi durumunda konuya uygun bir
kasîde seçmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Ayrıca,
“Ol dedi bir kerre vâr oldu cihân
Olma derse mahvolur ol dem hemân”
mısrâını tâkiben “Meded ya Kerîmallah” diyerek tiz açma ve devamında “Ey
güzel Rabbim bizi nâçar eyleme” kasîdesinin okunabileceğini söyleyen Âmir
Hoca, Peygamberimizi anlatan sözlerden ziyâde Allah Teâlâ’yı anan sözlerin
seçilmesi gerektiği, yani bir “Münâcaat” olmasının güzel olacağı vurgusunu
yapmış ve
“ Sığındık dergâhın ihsânına biz mekr-i udvândan,
Habîbin aşkına hıfz et Yâ Rabbî, şerr-i şeytândan,
Muhammed ümmetiyiz gerçi olduk ehl-i ısyân”
güftesini örnek olarak vermiştir.
Âmir Ateş, Mevlîd-i Şerîf ’in telaffûzlarına da çok önem vermiştir. Türkçeyi
güzel kullanmanın önemini vurgulayan Âmir Ateş, “Uzay çağını yaşayan
insanoğlu nasıl olur da 600 yıllık Mevlîd-i Şerîf ’i yanlış okur. Bu nasıl bir âcizlik,
gerçekten bize yazık” ifadesiyle üzüntüsünü dile getirmiştir.
Son yüzyılın ikinci yarısında yetişmiş Hâfız ve Mevlidhân Doç. Dr. Fatih
Koca, Âmir Ateş ile olan bir anısını şöyle anlatmaktadır:
“TRT ekranlarında okuduğum bir mevlîd programının ertesi günü telefonum
çaldı. Arayan Âmir Ateş Hocam idi. Bana öncelikle tebriklerini sundu ve sonra:
‘Evladım, tebrik ederim seni ancak bir iki yerdeki hatalarını düzeltmek boynumun
borcu. Birincisi; ‘Bâğî cemâl’ (Yoldan çıkmış güzellik), değil orası, ‘Bağ-ı cemâl’
(Güzellik bahçesi) olacak. Buna dikkat edersen daha da güzel olur’ dediğini hiç
unutmam.”
Bu sözler Âmir Ateş’in, mevlîd-i şerîf okuyucularının hatalarını, onları
kırmadan düzeltme yoluna gittiğinin en güzel göstergesidir.
• 115 •

