Page 114 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 114

60. Sanat Yılında
           Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ


                                         Âmir Ateş’in hayatında mûsikî alanında ilk kulağına yerleşen nağmeler
                                         Kur’ân-ı Kerîm tilâvetleri yanında, radyodan ve babasından dinlediği mevlîd
                                         icralarıdır. Hayatı boyunca okuduğu mevlîd sayısını bilmeyen Âmir Ateş,
                                         “Rabbim bana ses nîmeti nasip etti. Bu nîmetle dostlarımın hem sevinçli günlerinde
                                         hem de hüzünlü günlerinde yanlarında oldum. Bu benim için bir şeref ” sözleri ile
                                         hayatını dostlarına adadığını ve Mevlîd-i Şerîf ’i bir sonraki nesle aktarma
                                         hususunda elinden gelen gayreti göstermeye çalıştığını vurgulamıştır.

                                         “Mevlîd-i Şerîf ’in her mısraı Kur’ân-ı Kerîm’in meâlidir” sözü ile Âmir Ateş,
                                         Mevlîd-i Şerîf ’in bir bakıma Kur’ân-ı Kerîm’in meâli olduğunu ifade etmiştir.
                                         Türk Din Mûsikîsi formlarından temcîd, münâcaat gibi formlar hakkında
                                         “Âyet ve hadislerden yola çıkarak bir nevi onlara tercüman olan sözlerdir” diyerek
                                         bunların boş yere yazılmadığının altını çizmiştir. Son yıllarda birçok alanda
                                         olan tahrîbâttan muzdarip olan Âmir Ateş, aynı zamanda Sanat Mûsikîsi ve
                                         Dinî Mûsikî alanında gördüğü basitliklerden de yakınmaktadır. Dinî Mûsikî
                                         alanda çok basit ve içerisinde Kur’ânî lâfızların olmadığı sözlerle bestelenen
                                         eserler Âmir Ateş’i rahatsız etmektedir. Bu konuyla ilgili düşüncelerini şöyle
                                         ifade etmektedir:

                                         “Mevlidhânlık için sesin güzel olacak ama bu yeterli değil. Dinî ilimlere vukûfiyet
                                         ve gönlünün bir köşesinde coşkun bir Rasûlullah sevgisi de yer alacak. Sen
                                         duymazsan nasıl tesiri olabilir ki! Yani mevlîd hem okuyana hem dinleyene aynı
                                         duygu yoğunluğunu yaşatmalı ki yazılma gayesine uygun düşsün.”
                                         Âmir Ateş bugüne kadar okuduğu mevlîdlerde bu ilkelere âzamî şekilde dikkat
                                         etmiştir.  Ancak üstünde durduğu noktalardan biri de mevlîdi dinleyenlerin
                                         ihlâsıdır. Ona göre: “İçinde bulunulan topluluğun lâkâyıtlığı, bir an önce bitse
                                         de gitsek anlamı taşıyan davranışları, okuyanı olumsuz etkiliyor.” İşte bunlardan
                                         kurtulmak için her merâsimin başında kısa bir konuşma yapan Âmir Hoca,
                                         toplanılma gayesi, mevlîdin anlamı, nasıl davranılması gerektiği gibi konularda
                                         gelenlere tavsiyelerde bulunmaktadır.

                                                   Mevlîd-i Şerîf çok eski bir kültürümüzdür, bir hazinedir. Bugün
             Mevlid-i Şerîf’in her mısrası         ülkemizde Hz. Peygamber’in doğumu başta olmak üzere diğer kandil
                                                   gecelerinde, ölüm, doğum, evlenme, hacca giderken veya döndükten
       Kur’ân-ı Kerîm’in meâlidir.                 sonra, bununda dışında çeşitli hayır hizmetlerine başlama, temel
                                                   atma, herhangi bir iyiliğe kavuşma ve bazı kurumların açılış ve yıl
                                         dönümlerinde vs. vesîlelerle mevlîd merâsimleri tertip edilmektedir. Ancak
                                         son zamanlarda kanaatimce, toplumumuzun mevlîd okutma isteği, geçmiş
                                         dönemlere nazaran azalmaktadır. Son zamanlarda toplumumuzdaki mevlîd
                                         okuma ve okutma isteğinin geçmiş dönemlere nazaran azaldığı gözlenmektedir.
                                         Televizyonlarda mevlid’in bid’at olduğunu söyleyenlerin bunda etkisinin







                                                             • 110 •
   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119