Page 112 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 112
60. Sanat Yılında
Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ
6. Hz. Peygamberin Doğumu, (Faslun fî Velâdetihî Aleyhi
Etemmü’s-Salavât).
7. Hz. Peygamberin Övülmesi
8. Hz. Peygamberin Mûcizeleri, (Faslun fî Ba’zı Mu’cizâtihî).
9. Hz. Peygamberin Mi’râcı, (Faslun fî Mi’râcihî).
10. Hz. Peygamberin Hicreti
11. Hz. Peygamberin Bazı Vasıfları
12. Ümmetin Nasıl Olması Gerektiği
13. Nasîhat
14. Hz. Peygamberin Vefâtı, (Vefâtü’n-Nebî).
15. Duâ ve İltica
Mevlîd-i Şerîf’i XVI. yüzyıl sonu sanatkârlarından Bursalı Sekban (17.yy)
bestelemiştir. Ondan Übeyd Efendi, ondan Mevlîdi Osman Efendi, ondan
da El-Hâc Mustafa Efendi (ö. 1720) öğrenerek okuma iznini almışlardır.
Türk Müziği Antolojisi’nde ise Sinâneddin Yûsuf tarafından bestelenmiş
olabileceği bilgisi yer almaktadır. İrticâlen okunduğu için notası bulunmayıp,
günümüze kadar kulaktan kulağa intikal etmiştir.
Zaman içerisinde farklı mevlîdler bestelenmişse de bunlar çok fazla kalıcı
olmamıştır. Mevlîd-i Şerîf’i makamlı bir şekilde okuyan kişilere ‘Mevlidhân’ denir.
Gönlünde Mevlîd-i Şerîf ’in yeri çok farklı olan Âmir Ateş, “Rabbime hamdolsun
ki mevlîd gibi bir şâhesere Rabbim bizi nasipkâr etmiş. Binlerce hamdolsun” sözü
ile aşkını, muhabbetini dile getirmiştir.
Süleyman Çelebi’nin Mevlîd’i 1409’da yazdığı mâlumdur. Edebî olarak da
“Fâilâtün Fâilâtün Fâilün” vezin kalıbı ile yazılmıştır. Bu yıllardan sonra
eserin hangi tarihlerden itibaren yayıldığını bilmiyoruz. Ancak Sultan III.
Murad Han (1574-1595) devrinde resmî olarak mevlîd kutlama geleneğinin
başladığı, bu kutlamalar için merâsim tertip edildiği ve devlet erkânının
bunlara ne şekilde iştirak ettiği kaynaklarda anlatılmaktadır.
Rabbime hamdolsun ki mevlîd
gibi bir şâhesere Rabbim bizi nasipkâr
etmiş. Binlerce hamdolsun.
• 108 •

