Page 36 - KAZASKER MUSTAFA İZZET
P. 36

Ayasofya’nın Nişânesi | KAZASKER MUSTAFA İZZET








                                     yıllık  ömrüne  belki  de  bugünün  75  hayatını  sığdırmış  olan  Kazasker  Mustafa  İzzet  Efendi’nin  şahsıyla  hemhâl  olmak  için,
                             75    kalabalık bir girizgâha yer vermek elbette ki kaçınılmaz. Zira bir kişiyi, bir sözü, bir olayı idrak edip, ona ulaşabilmek için evvela o
                             mefhumun etrafında cereyan eden atmosfere hâkim olmak gerektir. Konumuz ömrü boyunca yedi padişah görmüş, hepsi ile kurbiyeti hâsıl
                             olmuş, hat ve musikide zirve kabul edilebilecek II. Mahmud döneminde hürmet ve hayranlık uyandıran mertebelere nâil olmuş Mustafa
                             İzzet Efendi’nin hayatı olunca, sözünü ettiğimiz hâkimiyet derecesine ulaşmak hayli zor görünmektedir.


                             Osmanlı’da pek çok insanda görülebilecek "çok yönlülüğe" fakat pek az insana nasip olacak bu yönlerindeki eşsiz başarı seviyesine
                             bakılırsa Mustafa İzzet Efendi’nin hayatı sahip olduğu kabiliyetlerle betimlense dahi yetersiz kalır. Fakat bu maharetlerini şöyle bir sıralamak
                             gerekirse şu hususları öncelikle ifade etmekte fayda var: İzzet Efendi eşsiz bir hattat, önemli bir bestekâr, Osmanlı musiki literatüründe
                             kabul edilen üç büyük ney virtüözünden biri, Osmanlı musikisinin zirve icrâlarının gerçekleştirildiği Enderûn faslında baş-hânende, A grubu
                             protokolde hizmet etmiş bir devlet adamı, dîvân şiirine yüksek seviyede hâkim bir şair ve en önemlisi döneminin ulemasına "reis" olarak
                             kabul görmüş bir İslam âlimidir.

                             Kazasker Mustafa İzzet Efendi ilmin, sanatın, devlet idaresinin, edebiyatın, tasavvufun ve musikinin yüzyıllar içerisinde insanlığa kazandırdığı
                             tüm algıların ve fikrî münasebetlerin orijininde yaşamış ve mihenk taşlarından biri olmuştur.



                             AİLESİ VE DOĞUMU


                             Kazasker Mustafa İzzet, Sultan III. Selim döneminde, tarihî kaynaklara göre 1801 (H.1216) yılında, Kastamonu ilinin Tosya kazasına bağlı
                             bir köyde dünyaya gelmiştir.  Doğumunda adı "Mustafa" konmuş, daha sonra ise "İzzet" ismi kendisine mahlas olarak verilmiştir.


                             Anadolu’nun kültürel, sanatsal ve jeopolitik açıdan önemli yerleşim merkezleri olan Kastamonu, Çorum ve Çankırı arasında kalan Tosya,
                             aynı derecede önemli bir merkezdir. Gerek ticaret yolu üzerindeki konumu gerekse hayvancılık başta olmak üzere bölgeye ekonomik
                             katkısı bugün de kaçınılmazdır. Kazasker’in doğum yeri ve tarihi ile ilgili tüm kaynakların ittifak hâlinde olduğunu söylemek mümkünse
                             de, bazıları Tosya’nın köyünde değil, merkezde bulunan Şehreküsdü mahallesinde dünyaya geldiğini belirtmiştir. Ancak bu bilginin, teknik
                             açıdan ve ailesiyle alâkalı sahip olduğumuz bazı nakillerden dolayı sahihliği net değildir. Zira buradaki kayıtlarda da Kazasker’in ailesinin
                             aşağıda belirttiğimiz lakaplarıyla anılan aile kaydı bulunamamıştır.

                             Mustafa  İzzet  Efendi’nin  ailesi  hakkındaki  bilgiler  son  derece  sınırlı  olmakla  birlikte,  babası  kaynaklarda  "Deştbân",  "Destbânzâde",
                             "Destban Ağazâde" gibi isimlerle anılmış Mustafa Efendi isminde bir zâttır. Bazı kaynaklarda da ailesi hakkında "Bostanağazâde" lakabı
                             zikredilmekte ancak bu yazılı bilgilerin doğruluğunda şüphe bulunmaktadır. Bu konuda Sıdkı Köker’den edindiğimiz bilgilere göre Tosya’nın
                             Aşağı Kayı köyünde Bostanzâdeler olarak anılan 6 kollu bir aile bulunmaktadır. Bu ailenin 23 No’lu hânesinde de 1250 (1802) doğumlu
                             Mustafa oğlu Mustafa adında biri kayıtlıdır. Ancak bu kişinin 11 Temmuz 1267 (1851) yılında vefat ettiği kaydı göz önüne alınırsa Kazasker
                             Mustafa  İzzet  Efendi  olma  ihtimali  şüpheye  düşmektedir.  Bu  dönemde  miras  taksimi  için  haber  alınamayan  ailelerin,  şahit  dinleterek
                             kayıtlarının silinmesinin sıkça rastlanılan bir durum olduğu göz önüne alınırsa Kazasker’in ailesiyle ilgili durumun da buna dâhil olduğu
                             ihtimali söz konusu olabilir.







          34
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41