Page 285 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 285
rünmez el yerine Osmanlılar Ahî Evran’ın zanmış olur. Aksi taktirde, “tedarikçilik”
iktisadi düşüncesinden hareketle, özel ithalatı arttıran bir unsur, “gelenekçilik”
sektörün taleplerine uygun olarak meslek de, gelişmeyi engelleyen zihni bir engel
örgütlerini ve devletin eliyle ekonominin olarak nitelendirilebilir.
düzenlenmesini öncelemekteydi. Halbuki tedarikçilik, öncelikle örgütlü
Özel sektör müteşebbisinin tedarik, üre- meslek birliklerinin hammadde teminine
tim ve satış alanındaki taleplerini tek ba- yöneliktir, yani arz yönlüdür. İthalatı, tü-
şına gerçekleştirmesi mümkün olmadığı ketimi artırıcı yönlü değildir. Diğer yan-
için örgütlenmesi gerekiyordu. Öte yan- dan gelenekçi görünen tutumun dayanağı
dan örgütlenmiş özel sektör meslek bir- mesleki örgütlerin kazanımlarının korun-
likleri arasında menfaat çatışmalarının masıdır. Mesleki örgütlenme piyasaya
devlet eliyle piyasa lehine düzenlenmesi arzı arttırmıyor ve talebi karşılamada
gerekmekteydi. Böylece Osmanlılar hem engeller oluşturuyor ise devlet, rakip yeni
örgütlenmiş özerk meslek birlikleri hem meslek örgütlerine üretim hakkı vererek
de devlet eliyle düzenlenen serbest piyasa mutlak anlamda bir gelenekçi tutum ol-
ekonomisini uygulamaya koydular. madığını ortaya koyuyordu.
Avrupa klasik iktisat düşüncesinde ser- Piyasa arz ve talebini karşıladığı müddet-
best piyasaya devlet müdahalesi olarak çe örgütlü meslek birliğinin kazanımları
görülen bu düzenlemeler daha sonraları devlet tarafından korunuyor, bu tutum
XIX. yüzyıl ortalarından itibaren Avrupa gelenekçilik olarak görülüyordu. Ancak
iktisat düşüncesinde ve uygulamasında bu gelenekçilik mutlak bir tutum olmayıp
yer buldu. Avrupa klasik iktisat düşün- piyasanın arz ve talep ile ilgili ihtiyaçları-
cesindeki “görünmez el”in ekonomiyi- nı sağlamaya engel geleneksel kazanımlar
piyasayı dengeye getirmediği görülmüş, derhal kaldırılarak yeni örgütlü üreticile-
“görünmez el” yerine sivil toplum örgüt- rin piyasaya girmesi temin ediliyordu.
lerinin ve devletin serbest piyasayı düzen-
leyici müdahalede bulunması gerekliliği
kabul edilmişti. Toptan ve Perakende
Piyasalar
Osmanlıların şehirlerin iaşesine/tedari-
ke (provizyonizm) özel önem vermeleri Ahî Evran, tüketicinin ihtiyacını karşıla-
ve örgütlenmiş meslek birliklerinin ka- yacak üretimi sağlayabilmek için üreti-
zanımlarını desteklemeleri bağlamında cinin meslek birlikleri halinde örgütlen-
Osmanlı zihniyet dünyasının iki önemli mesiyle piyasalarda arz bolluğu ve uygun
unsuru, tedarikçilik ve “kanun-ı kadim”i fiyat oluşacağını; böylece üretici ve tü-
sürdürmek, yani gelenekçilik olarak de- keticinin bundan faydalanacağını ileri
ğerlendirilmektedir. Ancak bu unsurlar sürmekteydi.
tek başlarına değil, örgütlenmiş özel sek- Osmanlılar bu görüşten hareketle örgüt-
töre dayalı serbest piyasa ekonomisiyle lenmiş meslek birliklerinin üretimi ve sa-
birlikte ele alındığında doğru anlam ka-
284 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ

