Page 193 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 193
(Al-i İmran 3/14) Kişinin bu dünyevi Fütüvvet teşkilatı iktisadi hayatın dü-
zevklere yönelişi Kur’an-ı Kerim’de zenlenmesiyle ilişkili bir teşkilat değildi.
“heva” diye adlandırılmıştır. “Fakat kim İktisadi hayatın da düzenlenmesini amaç-
rabbinin huzurundan korkup nefsini layan Ahî teşkilatıydı. Bu teşkilat Ahî
heva ve hevesten alıyoryarsa cennet onun
varacağı yer olacaktır” (Nazihat 80/41) Evran’ın fütüvvet teşkilatını model alarak
Kişinin zevk ve isteklerinin kaynağı olan devletin desteğiyle İslâm anlayışına göre
eşyayı elde etmek ve istifade edilir hale iktisadi faaliyetleri belirli bir düzen/orga-
getirmekle uğraşması cihetine gelince: nizasyon içinde yürütmek üzere kurduğu
Bu çeşitli meslek ve sanatların usulleri teşkilattı. Ayrı ve farklı bir teşkilat olup
birçok hile ve tuzaklar da içeren sanat kurucusuna atfen ismi “Ahî teşkilatı” idi.
ve kurallarından ibaret olup insanlar
dünyaya geliş ve gidişlerini anlam Ahî teşkilatı iktisadi hayatın bütün kol-
ve mahiyetini düşünmeksizin onunla larına ve devlet bürokrasisinin de dâhil
meşgul olmaktalar. “Allah’ı unuttular, olduğu mesleklere kadar nüfuz etmiş bir
Allah da onu kendilerine unutturdu. teşkilattı.
İşte onlar fasık kimselerdir”(Haşr
60/19). (Şiir):Verdiğin sözü ve ayrılığına Barkan aralarında ahîlerin de yeraldığı
dayanılmayacak makamını unuttuğunu “kolanizatör derviş” ismini verdiği, mü-
sanıyorum. Mezbelede Şahin Köşkünü teşebbislerin, çiftçilik ve sair meslekler-
unutmak büyük bir zarar ve tam bir le ilgilerini şöyle anlatıyor: Bu dervişler
gaflet değil midir?. Böyleleri çöl ortasında “yanlız toprak açıp, taşını buğdayını arı-
bineğine yem ve su tedariki ile uğraşıp
didinirken esas gayesi olan Kabe’yi tavaf dıp bağ ve bağçe yetiştirmekle kalmayıb
etmeyi unutup kafile geçip gidince de gayet iyi cinslerde meyve ağaçları limon,
çöl ortasında aç ve susuzluktan ölerek portakal ve gül bahçeleri yetiştiren mahir
yılan ve haşereye yem olan hacı adayına bağçivanlar, değirmen argı ve binası inşa
benzerler. “Ey müminler size Allah eden, kuyu kazıp su çıkaran ve araziyi su-
yolunda savaşa çıkın denince yere çöküp lamasını bilen muktedir mühendisler ol-
kaldınız. Yoksa dünya hayatını âhirete duğu da anlaşılmaktadır.” 56
tercih eder mi oldunuz” (Tevbe 9/38)
Ahî Evran’ın yukarıdaki ifadelerini de
Tasavvuf ve Iktisadi Faaliyetler dikkate alarak bir yorum yaparsak, ta-
rım ve ticaret sektörleri daha önce örgüt-
Ahî Evran’ın tasavvuf felsefesinde, tasav-
vuf ile iktisadi üretim arasında yakın bir lenmiş olsalar da özellikle tarıma dayalı
ilişki kurulmuştur. Sırf iktisadi üretimle
meşguliyet, Allah’ı unutturabilir, ancak 56 Ömer Lütfi Barkan, “İstilâ Devirlerinin Kola-
nizatör Türk Dervişleri ve Zâviyeler”, Vakıflar
iktisadi üretim yapmadan da insan me- Dergisi, sayı II, Ankara 1942, s. 354-386.
deni ihtiyaçlarını karşılayamayacağından Ahîlerin Anadolu’da kır ve şehirlerde ne kadar
iktisadi üretimden de kaçınmak müm- yayılmış olduklarına dair en geniş bilgiyi ise
kün değildir. İşte Ahî tasavvuf felsefesi İbn Battûta seyahatnamesi vermektedir. Bu
bu iki zarureti telif ederek yeni bir sentez seyahatnamede yer alan Ahîlerle ilgili kısım-
lar için bk. İsmet Parmaksızoğlu, İbn Battûta
oluşturmuştur. Seyahtnâmesinden Seçmeler, MEB Yayınları,
İstanbul 1986.
192 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ

