Page 263 - KAZASKER MUSTAFA İZZET
P. 263

Ayasofya’nın Nişânesi | KAZASKER MUSTAFA İZZET








                             Hangi  makamdan  ise  peşrev  ve  besteden  sonra,  Efendi  merhumdan  bir  ney  taksimi  dinletmesini  irade  buyurmuşlar.  Hazret  neyini
                             demleyerek üstâdâne başlamış, aynı zamanda nağmelerimizin Hristiyan musiki muallimlerinde nasıl bir te’sir bırakacağını göz ucuyla
                             tedkik ediyormuş. Zemîni dolaşarak karar verdiği zaman, muallimlerin cümlesi gözlerini kapamışlar ve uykuya dalmışlar. Üstâd başka bir
                             makamın nağmelerini icrâ ederken İtalyanların gözleri dolmuş; âh etmeye, ağlamaya başlamışlar. Bunu gören Efendi merhum, başka bir
                             makamın seyrine başlamış. Mösyöler bu defa katılarak gülmüşler. Nihayet, ilk başladığı makama geçerek karar vermişler.


                             Padişah, üstâdın karşısında afallayan İtalyanlara:
                             -’Dinlediğiniz ney taksiminden intibâınızı söyler misiniz? Musikimizi nasıl buldunuz?’
                             Cevaben:
                             -’Bir şey anlamadık… Çok iptidai, ıslaha muhtac! Basit bir musiki!...’ demişler.
                             Bu cevap, gayet halim ve selim ve mütevazı olan Efendi hazretlerini çileden çıkarmış ve hemen söze atlayarak:
                             -’Padişahım, bu âdemleri kulunuz insan zannettim. Meğerse, yanlış telâkkî etmişim. Kendilerini sehhâr-ı musikimizin kudretiyle (musikimizin
                             büyüleyici kudretiyle) uyuttum, ağlattım, güldürdüm. Geçirdikleri istihâlelerin farkında olmayanlara insan denilmez.’


                             Padişah, Mustafa İzzet Efendi’nin bu sözünü tercüman vasıtasıyla İtalyanlar’a aynen söyletmiş. Hakikaten akılları ancak o vakit başlarına
                             gelmiş olan bu ecnebiler, hemen yerlerinden fırlayıp üstâdın ellerini hürmetle sıkarak tebrik etmişler.

                             -’Musikinizin ilâhî kudreti karşısında, biz kendimizi kaybettik. Kendimizi idrakten âciz bir hâlde idik. Deminki kusurumuzu af buyurun,
                             bizi mazur görün. Musikiniz, insanı ilk nazarda cazibesine kaptıran, kendine meftun eden, çileden çıkaran, ağlatan, güldüren, ilâhî bir
                             musiki… Sanki Allah’ın sesi… Başka bir diyeceğimiz yoktur…’ diyerek hakikati itiraf etmişlerdir." [23]











                                                                                                                                               Kazasker Mustafa İzzet
                                                                                                                                                 Efendi'ye ait ney.

                                                                                                                                                   Niyazi Sayın
                                                                                                                                                   Koleksiyonu.













                             23      Bardakçı, Murat, Refik Bey... Refik Fersan ve Hatıraları, Pan Yayıncılık, İstanbul, 2012.




                                                                                                                                                      261
   258   259   260   261   262   263   264   265   266   267   268