Page 69 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 69

60. Sanat Yılında
                                                                                             Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ
















            Âsaf Demirbaş ile ilgili yaşanan bir başka olay da şöyle gerçekleşir: Aynı yıl
            Denizli’de bir program yapılır. Âmir Ateş bu programın akabinde ilk umresini
            yapmak için Arabistan’a gider. Umre dönüşü evine gelip kapıyı açtığı anda ev
            telefonunun devamlı olarak çaldığını duyar. Elinde valiziyle telefona koşar.
            Arayan Âsaf Demirbaş’tır. Telefonu açar açmaz  “Abi yazıklar olsun! Teessüf
            ederim sana” sözleriyle Âmir Ateş şaşırır. “Hayrola Âsafcım” der. Âsaf Bey’in
            “Benim yokluğumdan istifâde arkadaşlara yine takke giydirmişsin” sözleri üzerine
            Âmir Ateş sadece “Âmîîîn âmîîîn” der. Âsaf Bey pek bir şey anlamaz. “Ne âmini”
            diye sorunca, Âmir Ateş’in “Asafcım ben daha yeni mübârek beldeden geldim.
            Valizim elimde, sen bir ‘Hoş geldin’, ‘Allah kabul etsin’ diyeceğine ‘Yazıklar olsun’
            diyorsun. Şu dediklerine bak. Ayrıca benim kimseye minnet borcum yok. Sen beni
            başkalarıyla karıştırıyorsun galiba. Şunu diyorum; ‘Allah seni de beni de affetsin!’”
            sözü üzerine Âsaf Bey özür diler. Bu olaylar o günler hakkında bilgi vermesi
            bakımından  çok  mânidardır.  Türk  Din  Mûsikîsi  bu  tür  zor  aşamalardan
            geçtikten sonra ancak bugünlere ulaşabilmiştir.

            Âmir Ateş Hoca, hem konserler hem programlar hem de yoğun çalışma
            programı dolayısıyla oldukça yorulmaktadır o günlerde. Bu koşuşturma
            içerisinde belinden rahatsızlanır ve ameliyat olur. Henüz iyileşemeden
            Mevlîd Kandili programı için Diyanet ve TRT’den telefonlar gelir: “Hocam
            kandil programımız Edirne’de!” Âmir Ateş ise hasta olduğunu, doktorunun
            yerinden kıpırdamaması gerektiğini tembihlediğini bildirerek, İstanbul’da
            mevcut Dursun Çakmak (ö. 2004) Korosu’nu onlara tavsiye eder. Bu koro
            hazırlıklarını yapar. Ancak TRT bir taraftan, Diyanet İşleri Başkanlığı diğer
            taraftan Âmir Ateş Korosu’nu istemektedirler. Program bir vesîle İstanbul’a
            alınır ve Âmir Ateş’ten bu programa iştirak etmesi istenir.  Âmir Ateş bu
            işi Dursun Çakmak Hoca’ya tevdî ettiğini ve programı geri almasının ayıp
            düşeceğini bildirir yetkililere. Ancak Ankara ısrarlıdır bu konuda ve Âmir Ateş
            Korosu bu programı bütün zorluklara rağmen yapar. Yalnız ortalıkta şöyle
            bir söylenti dolaşır bu olay üzerine: “Âmir Ateş, programın İstanbul’da olmasını
            istedi ve program Edirne’den İstanbul’a alındı.”  Ancak  bu  sözün  aslı  yoktur.
            Çünkü o zaman bu tür işler Bakanlar Kurulu kararlarıyla yapılmaktadır ve
            bakanlığın da nihai kararı bu yöndedir.








                                                             • 65 •
   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74