Sülüs, Nesih ve Kufi Yazı Nevilerini Kaleme Alıyor
Sülüs, nesih ve kufi yazı nevilerinde eserler veren muhatabımızın yazı serencamına müşfikâne nazar edelim… Çocukluk yıllarından itibaren kâğıtla, kalemle, mürekkeple, yazma eserlerle vakit geçiren Bahşullah Bahodirogli’nin ilerleyen yıllarda hattatlığı meslek olarak seçmesi gördüğü bir rüyaya dayanıyor. Bu rüyada işaret edilen hocası Abdulgaffar Razzakov’u bularak kendisinden yazı ilminin inceliklerini öğrenmeye başlıyor. Yıllar süren meşk sürecinin sonrasında hocasından yazılarının altına ketebe koymaya ve öğrendiklerini öğretmeye dair icazet alıyor.
Her hattat, Günün Birinde Mushaf-ı Şerif Yazmanın Hayalini Kurar…
Hattatın gayesi Kur’an-ı Kerim’e ve Furkân-ı Hakîm’den neşet eden ilimlere hizmet etmektir. Netice olarak kamış kaleminden zikir sesi işitilen hemen her hattat, günün birinde Mushaf-ı Şerif yazmanın hayalini kurar…
Özbek Hattat Bahşullah Bahodirogli’nin yıllardır Mushaf yazma hayalini gerçekleştirmek için çalışıyor. Hüsn-i hattı “Mushaf kitâbeti sanatı” şeklinde tarif ve tavsif eden Özbek hattat, ‘font teknoloji’sine müracaat etmeden yazıyı hocasından gördüğü gibi yazıyor ve bu haliyle öğretiyor. Ve dahi yazıya ve yazının arka planındaki mânâya hürmette kusur etmeden, kemâl-i edeb ve hürmetle hüsn-i hatta, ‘Şeâir-i İslâmiye’nin ihyâsı anlamında bakarak, itibarın yazının mânâsında, bir adım öte mânâya da şekil veren kudsiyette olduğunun bilinci içerisinde mütemadiyen meşk ediyor.
Hattat Bahobiroğlu: ‘Nesh-i Buhârî’de Yüz Yıldır Mushaf Yazılmadı
Sözün bu yerinde hattatımızın âvâzına kulak verelim: “Bizim öğrettiğimiz ‘Neshi Buhârî’de (Buhara’da yazılan nesih yazı nevi) yüz yıldan beri Mushaf yazılmadı. Eski üstadların birbirinden âlâ keyfiyetle kaleme aldıkları el yazmalar, risâleler, ders kitapları, Mushaflar var. Bununla birlikte tam bir asırdır Buhara’da Mushaf yazılmadı. Bu keyfiyet bir taraftan beni derinden etkilerken diğer taraftan da omuzlarıma büyük bir mesuliyet yüklüyor: Mushaf yazma mesuliyeti. (Hattat Bahşullah Bahobiroglu” Mushaf yazma mesuliyeti” derken büyük eser çantasının fermuarını açarak yazmaya başladığı Mushaf sahifelerini ile Yâ-Sîn Sûresi’ni gösteriyor.)
İşte böylesi bir idrak içerisinde Mushaf yazmaya başladım. Nasip olur da Mushaf-ı Şerif’i bitirmeye muvaffak kılınırsam bu hizmet biiznillah yüz yıllık işlerden biri olacak.”
Fîsebilillah Anahtar Kelime
Eskiler, “İlmin tasarrufu malın tasarrufu gibi değildir, malın zekâtı kırkta bir iken ilmin zekâtı yüzde yüzdür” diyerek kimi zaman göz ardı edilen önemli bir hakikate dikkat çekmiştir. Böylelikle ilim ve sanat asırlar boyunca hiçbir bilgi kırıntısını kendine saklamayan velûd âlimlerin eliyle, hakikatli sanatkârların marifetiyle dünden bugüne aktarılmıştır. Bu süreçte “fîsebilillah önemli bir anahtar kelime; daha doğrusu asliyet ve terkip şuuru olmuştur. Osmanlı Cihan Devleti asırlarının Anadolu coğrafyasında ve sanatın payitahtı İstanbul’da olduğu gibi Özbekistan’da, Buhara’da hüsn-i hattı talebelere fîsebilillah öğretmekte olan tek müessese Hattat Bahşullah Bahodirogli’nin yazı hocası olduğu Al-Manar Hüsn-i Hat Merkezi. Bu merkezde arz ettiğimiz mülâhazalarla öğrencilerden ücret alınmıyor.
Bahşullah Üstad Kendini Hüsn-i Hat Öğretmekle Mükellef Görüyor
Bahşullah Üstad, hocası Abdulgaffar Razzakov gibi kendini hüsn-i hat sanatını öğretmekle mükellef görüyor. Malum olduğu üzere her bir ferdin dünyaya gönderilişinin bir amacı, gayesi vardır. Âkil insan söz konusu amacının ne olduğunun farkına varır ve o yönde çalışmalar yapar. Bahşullah Hoca da gece gündüz yazıyla meşgul olarak Mushaf Kitâbeti sorumluluğunu yerine getirmenin gayreti içerisinde bulunuyor.
Önümüzdeki Aylarda Şahsî Sergisini Açmaya Hazırlanıyor
Öğrencilerinin meşklerini tek tek kontrol eden, çıkartmalar yapan, yazı talebelerinin önünü açan, Al-Manar Arap Dili ve Hüsn-i Hat Sanatı Merkezi’nin duvarlarını yazılarıyla tezyin eden Hattat Bahobiroğlu, Mushaf kitâbeti çalışmalarının yanında Buharalılara ve Buhara’yı ziyarete gelenlere arz etmek üzere kısa sûreleri, âyet-i kerîmeleri ve hadis-i şerifleri kaleme alıp levha haline getiriyor. Hattatımız önümüzdeki aylarda şahsî sergisini açmaya hazırlanıyor. Kendine nihai hedef olarak Buhara’da mütevazı bir müze açmayı belirleyen Bahşullah Hattat tezyinat hususunda da istisnai bir kabiliyete sahip. Hüküm içeren son cümlemizi hattatımızın bezediği eserleri temâşâ ettikten sonra kurma ihtiyacı hissettim. Sergi için kaleme aldığı levhaların tezhibini çoğu zaman kendisi yapıyor, elinin ermediği zamanlarda da tezhipçilere müracaat ediyor.
Al-Manar Arap Dili ve Hüsn-i Hat Sanatı Merkezi Ziyaretçilerini Bekliyor
Sekiz-on asırlık onlarca sivil ve dini mimari esere ve kütüphanelerinde binlerce yazma kitaba ev sahipliği yapan Özbekistan’ın incisi, ilmin ve sanatın merkezi Buhara’nın orta yerinde müşfik bir sığınma sahnesi kadar bulunduğumuz hüsn-i hat merkezi maalesef turist kâfilelerinin ziyaret programlarında yer almıyor.
Al-Manar Arap Dili ve Hüsn-i Hat Sanatı Merkezi’nin, kapılarını her gün binlerce turistin ziyaret ettiği Buhara’da sanat sevdalılarına açık tuttuğunu belirterek yazımıza nihayet verelim.
Hâmiş
1-Bu yazı Buhara Al-Manar Arap Dili ve Hüsn-i Hat Sanatı Merkezi ve Hattat Bahşullah Bahodirogli’nin özelinde Türkiye’de yayınlanan ilk haber-mülâkat olma hususiyetini hâizdir.
2-Nazik misafirperverliği için Özbek Hattat Bahşullah Bahobiroğlu’na ve mülakatımıza katkıları için Kazakistan Uluslararası Turizm ve Misafirperverlik Üniversitesi Türk Dili Okutmanı Dr. Mehmet Kavaklı’ya ve Kazakistan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi öğrencisi Alparslan Kavaklı’ya teşekkürü borç biliyorum.
İbrahim Ethem Gören/05.05.2025/Yazı No: 448