Page 127 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 127
60. Sanat Yılında
Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ
Mi’râc Bahri
Mi’râc Bahri; Efendimiz (s.a.v.)’in mi’râc mûcizesini anlatır. Bu bölüm uzun
olmasından dolayı bazen iki kısım halinde bazen de iki icrâcı tarafından
paylaşılarak okunur. Bu bahir Hüzzam ve Segâh makâmında okunmaktadır.
Âmir Ateş bu bahir için “Bu bahri, Hüzzam makâmıyla icrâ etmek uygundur.
Ancak öncesinde mi’râc olayından bahseden Hüzzam makâmında bir tevşîh ile
girilirse daha güzel olur. Tevşîh, Evç makâmında da olabilir, o zaman daha
parlak olur. Yalnız mevlidhân bu bahre girerken makâmı Hüzzam’a getirerek
bırakması uygun düşer” demiş ve Mi’râc Bahri’nin aynı zamanda ses rengi tiz
olan mevlidhânlara bırakılmasının daha doğru olacağını belirtmiştir. Ayrıca
Âmir Ateş bu bahir için “Mi’râc Bahri’nin son bölümünde Hüzzam makâmında
devam edilirken, sonuna doğru Sabâ ve Hüseynî makâmlarına geçilerek bunlarla
bitirilmesi uygun olur” demiştir.
Münâcaat Bahri
Münâcaat Bahri ile alakalı olarak Âmir Ateş, “Cenâb-ı Allah’a münâcaatı,
bağışlanmayı ihtivâ eder” sözleri ile burasının yalvarma yakarma bölümü
olduğunu ve en son okunmasının gelenekselleşmiş olduğunu belirtmiştir.
Âmir Ateş’e göre bu bahir Mevlîd-i Şerîf ’in duâdan önceki son bölümüdür
ve yalvarırcasına okunması gerekir. “Eskiler Dügâh makâmı veya Bestenigâr
makâmı ile bu bölüme başladıktan sonra Sabâ makâmına geçerlerdi. Tabi şimdi
genellikle Hüzzam’dan Sabâ’ya bağlanıyor. Yanlış mı? Tabi ki değil ancak Hüseynî
ile bitirilmesi gerekmektedir” sözleriyle son bahir olması sebebiyle bu bölüm
sonunda Mevlîd-i Şerîf ’i Kur’ân-ı Kerîm ve duâ ile sonlandırmak gerektiğinin
vurgusunu yapmıştır.
Münâcaat Bahri, Cenâb-ı
Allah’a münâcaatı, bağışlanmayı
ihtivâ eder.
• 123 •

