Amasya Üniversitesi’nden Bilim, Kültür, Sanat ve İrfan Hamlesi

Amasya Üniversitesi’nden Bilim, Kültür, Sanat ve İrfan Hamlesi


Amasya, Anadolu’nun kalbinde ilimle yoğrulmuş bir şehir. Şehzadelerin, hattatların, hekimlerin ve bilge âlimlerin irfan kenti. Asırlardır ilimle, sanatla, irfanla nefes alan bu tarihi yurt, bugün Amasya Üniversitesi çatısının altında kadim mirasını geleceğe taşıyor. Amasya Üniversitesi, sadece bir yükseköğretim kurumu olmanın ötesinde, kültür ve sanatı medeniyetin aslî unsurları olarak gören bir anlayışı temsil ediyor. Üniversitenin öncülüğünde hayata geçirilen İmaret Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi, bu vizyonun en somut örneklerinden biri olarak karşımızda duruyor.

.
.
.
.
.
Önceki slayt
Sonraki slayt

Bir Üniversite, Bir Medeniyet Damarı

Malum olduğu üzere üniversiteler, bilgi, bilim üretim merkezleri olmanın yanında cemiyetimizin kültürel ve estetik bilincini şekillendiren müesseselerdir.
Bugün Amasya Üniversitesi, yalnızca bilimsel araştırmalarla değil, gönül ve kalem merkezli bir medeniyet fikriyle yoğrulmuş asliyet ve terkip şuurunu yeniden toplumumuzun gündemine taşımasıyla da dikkatleri üzerine çekiyor.

Amasya Üniversitesi İmaret Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi

Sultan II. Bayezid’in tarihî imaretinde konumlanan Amasya Üniversitesi İmaret Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi, klasik medrese geleneğinin çağdaş yorumu mahiyetinde.
Burada sadece sergiler, seminerler düzenlenmiyor; aynı zamanda hat, ebru, tezhip, musiki ve irfan meclisleriyle gelenekten geleceğe bir köprü de kuruluyor.

Kalemle Kurulan Gönül Medeniyeti

Merkez’in en dikkat çekici unsurlarından biri, Hattat Mahmut Şahin’in usta kalemiyle yazmaya muvaffak kılındığı yetmiş adet hüsn-i hat eseri.
Bu eserlerin arasında dünyanın en büyük Hilye-i Şerifesi de yer alıyor. Levhaların tamamının, Sevgili Peygamberimizin (sav) aşkıyla, hiçbir maddî karşılık beklenmeden, “fîsebilillah” kaleme alındığını belirtmeliyiz.

Levhalar Teslimiyete ve İrfana Atıf Yapıyor

Ziyaretçilerini Kâbe-i Muazzama örtüleri, Ravza-i Mutahhara’dan gelen parçalar, Kadem-i Şerif ve Sakal-ı Şerif gibi mübarek emanetlerle karşılayan merkez, madde ile mânânın, kalemle gönlün, akılla aşkın buluşma noktası hüviyetinde.

Rektör Turabi’den Sanata Yön Veren Vizyon

Bu projenin arkasında, sanatkâr kimliğiyle de tanınan Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi bulunuyor. Rektör Turabi’nin öncülüğünde üniversite “bilim, kültür ve sanat birbirini tamamlayan üç sütundur” anlayışıyla hareket ediyor.
Prof. Turabi, “Peygamber Efendimizin muhabbeti, Anadolu’nun mayasıdır. Biz bu mayayı yeniden gönüllerle yoğurmak istiyoruz.” sözleriyle merkezin ruhunu özetliyor.

Bu bakış açısı, Amasya Üniversitesi’ni diğer üniversitelerden ayıran temel farkı oluşturuyor: Akademik üretimin mânevî derinlikle buluştuğu bir model.

Bilim ve Sanatın El Ele Verdiği Bir Gelecek

Üniversitelerin bilim kadar, kültür ve sanata yatırım yapmaları, sadece kampüsleri güzelleştirmekle değil; gelecek nesillerin estetik ve mânevî dünyasını inşa etmek anlamına da geliyor.
Amasya Üniversitesi’nde bugün öğrenciler, bilimsel çalışmanın yanında geleneksel sanatlarla temas kurabiliyorsa, öz sanatlarımızın arka planındaki ‘ruh’a dokunabiliyorsa bu temas, geleceğimizin teminatı olan gençlerin dünyayı anlamlandırma biçimini de zenginleştiriyor.

Bu tür merkezler, öğrencilerin medeniyet bilinci kadar aidiyet ve zarafet şuurunu da  geliştiriyor. Hüsn-i hatta kamış kalemin zikrini, tezhipte sabrı, ebruda hikmeti, naatın kelimelerinde sevgiyi deneyimleyen gençler sadece bilgiyle değil, irfanla da donanıyor.

YÖK Başkanından Manevî Destek

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar da bu vizyonun önemini yerinde görme fırsatı buldu. 2025-2026 akademik takvim yılının açılışı özelinde üniversiteyi ziyaretinde, merkeze hediye edilen Kâbe-i Muazzama ve Ravza-i Mutahhara örtülerini bizzat kendi elleriyle yerine koyan Prof. Dr. Özvar, Merkez’in mânevî atmosferini “Anadolu irfanının en güzel tezahürlerinden biri” olarak tabir ve tavsif etti. Bu idrak, yükseköğretimin sadece bilimsel üretimle değil, değer üretimiyle de ilgilenmesi gerektiğinin sembolik bir ifadesi olarak değerlendirildi.

Amasya: Geçmişten Geleceğe İlim ve İrfan Şehri

Bugün Amasya Üniversitesi’nin çalışmaları akademik başarılarının yanında Şeyh Hamdullah’ın kaleminden neş’et eden zarafeti, Sabuncuoğlu Şerafeddin’in ilmî, tıbbî ufkunu, Mir Hamza Seyyid Nigârî’nin aşkını, Mihrî Hatun’un incelikli ruhunu da hatırlatıyor.
Anadolu irfanının nabzı, İmaret Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi’nde atıyor!

Yazımızın bu yerinde bir hüküm cümlesi kuralım: Üniversiteler, bilimin yanında hikmetle de hareket ettiğinde toplumun hafızasını diri tutacaktır. Amasya Üniversitesi bu anlamda, medeniyetin ilimle yeniden inşasına öncülük eden örnek bir kurum olarak öne çıkıyor.

Yazımıza Amasya Üniversitesi’nin sanatkâr rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi’nin kültür sanat portalımızın okuyucularına özel âvâzıyla devam edelim.

Rektör Turabi: İlmin ve Kültürün Nabzını Amasya İmareti’nde attırmanın gururunu yaşıyoruz

“İlim, irfan ve hikmet geleneğini yaşatmak, sadece geçmişi anmak değil onu bugüne taşımakla mümkündür. Bizler, kadim bir medeniyetin mirasçıları olarak, ilmin ve kültürün nabzını yeniden Amasya İmareti’nde attırmanın gururunu yaşıyoruz.

Amasya Üniversitesi, tarihî ve kültürel birikimiyle Anadolu’nun kalbinde yer alan Amasya İmaret’ini yeniden ilim, kültür ve sanatla buluşturdu. II. Bayezid Külliyesi’nin bir parçası olan bu tarihî mekân, hatırlanacağı üzere 18 Haziran 2024 tarihinde “İmaret Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi” adıyla yeniden hayat bulmuştu. Osmanlı’nın toplumsal dayanışma ve paylaşım kültürünü temsil eden imaret anlayışı, Amasya Üniversitesi’nin akademik vizyonuyla birleşerek yeni bir dönemi başlattı.

Merkezin açılışından bu yana geçen sürede, altı fakülte ve yedi meslek yüksekokulundan toplam 58 akademisyen tarafından 85 farklı etkinlik gerçekleştirildi. Bu etkinliklerde tarih, felsefe, ilahiyat, mühendislik, sağlık, tarım, edebiyat ve sanat gibi farklı disiplinlerde dersler, paneller, sergiler ve atölye çalışmaları düzenlendi. Her bir etkinlik, üniversitenin bilgi birikimini halkla paylaşma misyonunun bir yansıması oldu.

Prof. Ahmet Hakkı Turabi: İmaret, İlmin, Hayrın ve Dayanışmanın Sembolüdür

İmaret, sadece bir mimari yapı değildir; bu topraklarda ilmin, hayrın ve dayanışmanın sembolüdür. Bugün biz bu geleneği çağın ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yeniden yorumluyoruz. Üniversitemizin akademik birikimini toplumla buluşturarak hem ilim geleneğimizi yaşatıyor hem de yeni fikirlerin doğmasına vesile oluyoruz. Her fakültemiz, her öğretim üyemiz bu sürece gönülden katkı sunmuştur.

Merkezde gerçekleştirilen programlar, sadece akademik içerikle sınırlı kalmadı; aynı zamanda toplumsal farkındalık, sağlık bilinci ve kültürel miras bilinci oluşturmayı da hedefledi.

“Yaşlılarda Kanser Taramaları”, “Afetlerde İlkyardım ve Psikososyal Destek”, “Tansiyon Ölçümü Eğitimi” gibi uygulamalı sağlık dersleri, halkın günlük yaşamına doğrudan katkı sağladı.

“Yapay Zekâ”, “Enerji Depolama Sistemleri”, “Mekatronik Dönüşüm” ve “Otomotivde Yeni Teknolojiler” gibi çağın bilimsel konularını ele alan oturumlar ise, teknolojiyle kültürü buluşturan bir ufuk açtı.

Amasya’nın İlim ve Edebiyat Geleneği İmaret’te Yaşıyor!

Klasik metin okumalarına dayanan “Faslu’l-Makal”, “Kırk Hadis Tercümesi” ve “Su Kasidesi Şerhleri” gibi dersler, Amasya’nın ilim ve edebiyat geleneğini yeniden yaşattı.

Amasya halkının büyük bir ilgiyle takip ettiği bu etkinlikler, aynı zamanda üniversitenin şehirle bütünleşme vizyonunun en somut örneği oldu. Yerel basın, dernekler, öğrenciler ve cami cemaatinin katılımıyla gerçekleştirilen programlar her geçen gün daha geniş kitlelere ulaştı.

Yalnızca birkaç ay içerisinde binlerce ziyaretçi imareti gezdi, etkinliklere katıldı ve ilimle, sanatla, düşünceyle buluştu.

Üniversitemizin Teknoloji Fakültesi tarafından geliştirilen dijital izleme sistemiyle katılım oranları kayıt altına alınarak etkinliklerin sürdürülebilirliği bilimsel verilerle desteklendi.

Amasya Üniversitesi olarak bizler, geçmişle geleceği buluşturma görevimizi tarihî mekânlarımız üzerinden gerçekleştirmek istiyoruz. İmaret, artık sadece bir yapı değil; bir ruh, bir kültür ve bir buluşma noktasıdır. Burada gerçekleştirilen her etkinlik, bir ilim meşalesi gibi şehrimizin sokaklarına ışık düşürmektedir. Halkımızın teveccühüyle bu ışığın giderek büyüyeceğine inanıyorum.

İmaret Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi, sadece derslerin yapıldığı bir yer değil; sanatın, düşüncenin, paylaşımın ve kardeşliğin mekânı hâline geldi. Dünyanın en büyük Hilye-i Şerife’sinin sergilendiği bu mekânda, hattat Mahmut Şahin’in 70 adet hat levhası ve Sakal-ı Şerif gibi kutlu emanetler de ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Merkez böylece hem akademik hem mânevî anlamda benzersiz bir atmosfere sahip oldu.

Bu proje, sadece bir faaliyet dizisi değil; bir dirilişin adıdır. İmaret, Amasya Üniversitesi’nin kalbinde yeniden can bulmuş, halkımızla bütünleşmiştir. Emeği geçen tüm hocalarımıza, öğrencilerimize, idari personelimize ve destek veren kurumlarımıza teşekkür ediyorum.  Biz, bu mirası geleceğe taşıyacak, ilmin, sanatın ve hikmetin ışığını Amasya’dan tüm Türkiye’ye yayacağız.”

 

İbrahim Ethem Gören, 13.10.2025/Yazı No: 470

 

Güncellenme Tarihi: 15 Ekim 2025