Asliyet Ve Terkip Şuuru
Kasımpaşa Mevlevîhanesi’nde, İnsan ve İrfan Vakfı’nın himayesinde düzenlenen sanat etkinliğine dikkatlice bakanlar sanat ve estetik öğelerin arka planındaki medeniyet umdelerini, asliyet ve terkip şuurunu görüyor!
Böyle bir girişten sonra 17’inci yüzyılda kesme taştan ihlasla inşa edilen Kasımpaşa Mevlevîhanesi’ne müşfikâne nazar edelim... Vakıflar Genel Müdürlüğü nezdinde yakın zaman önce gerçekleştirilen rekonstrüksiyon çalışmalarının ardından İnsan ve İrfan Vakfı’na tahsis edilen Kasımpaşa Mevlevîhanesi, Mevlevîlik kültürünün ve Osmanlı irfan geleneğinin önemli merkezlerinden biri olma hususiyetini hâiz.
Osmanlı Cihan Devleti’nin son dört asrına şâhitlik eden Kasımpaşa Mevlevîhanesi hiç şüphesiz İstanbul’un mânevî siluetini zenginleştiren mânâ yurtlarından biri olarak karşımızda duruyor! Geleneksel sanat atölyelerine ev sahipliği yapıyor olmasıyla da dikkatleri üzerine çeken Mevlevîhane, bugünlerde müşfik bir sığınma sahnesi mahiyetinde geleneksel sanatlar sergisine ev sahipliği yapıyor.
İnsan ve İrfan Vakfı’nın Genel Koordinatörü İlyas Ozan Kaya beyefendi ile Gelenekten Geleceğe “Kadim” Sanat Sergisi özelinde hasbihal ettik.
İbrahim Ethem Gören: İlyas Bey öncelikle sizleri tebrik ediyorum. Kelâma, vakfınız bünyesinde Kasımpaşa Mevlevîhanesi’nde icra edilen geleneksel sanat çalışmalarıyla başlayalım dilerseniz… Mevlevîhane’deki sanat atölyelerinizi, çalışmalarınızı ve sanatkâr ekibinizi tanımak isteriz…
İlyas Ozan Kaya: Evvela güzel dilekleriniz ve müşfik nazarınız için şükranlarımı arz ederim. Malûmunuzdur ki, Mevlevîhaneler tarih boyunca yalnızca semâ meydanları ve zikir halkalarının mekânı değil, aynı zamanda sanatın, irfanın ve güzel ahlâkın mayalandığı müstesna ocaklar olmuştur. Bizler de İnsan ve İrfan Vakfı çatısı altında, bu kıymetli mekânda hüsn-i hat, tezhib, ebru, minyatür ve keçe gibi kadim sanatlarımızı yaşatmayı, gelecek nesillere hakkıyla tevdî etmeyi gâye edindik. Atölyelerimizde her biri kendi sahasında derin tecrübeye ve sanat ahlâkına sahip hocalarımız eşliğinde talebelerimiz, sanatın yalnızca sûret değil, sîret tarafını da kuşanarak yetişiyor. Bu mekânın manevî iklimiyle yoğrulan her çalışma, bir nevi dua ve gönül işi mâhiyetinde icrâ ediliyor.
Âlâ…Sanat atölyelerinin Mevlevîhane, öz sanatlarımız ve sanat camiamız için ürettiği katma değere müteveccih neler söylemek istersiniz?
Bir Mevlevîhane’nin taşında, toprağında, sedirinde ve duvarlarında asırlık dualar ve sanat niyazları saklıdır. Bu ruhu yeniden diriltmek, unutulmaya yüz tutmuş kadim sanatlarımızı mekânın tarihî hafızasıyla buluşturarak yaşatmak bizim için müstesnâ bir vazifedir. Zira sanat yalnızca bir estetik meselesi değil, medeniyetimizin asliyetini muhafaza ve terkip şuuru ile geleceğe aktarma cehdidir. Atölyelerimiz, bu bakımdan hem sanat camiamıza yeni sanatkârlar, hem de sanatsever gönüllere irfanî bir nefes armağan etmektedir. Her bir eser, bu mekânın ruhuyla terkip olunmuş bir mânâ ve hatıra taşıyor.
Gelenekten Geleceğe “Kadim” Sanat Sergisi gündeminize nasıl geldi? Sergi hazırlık süreçlerinizi özetler misiniz?
Gönüllerde kök salmış bir mefkûre vardı: Kadim olanı unutulmuşluk perdesinden sıyırıp gün yüzüne çıkarmak… Bu düşünceyle atölyelerimizde yıllardır emek veren sanatkârlarımızın eserlerini bir araya getirme fikri doğdu. “Kadim” ismiyle mânâ bulan sergimiz, yalnızca sanat eserlerinin değil, o eserlerin ardında taşıdığı irfânın, estetik terbiyenin ve mânevi ilhâmın serencamını da gözler önüne sermeyi hedefledi. Hazırlık sürecimiz ise, Mevlevîhane'nin her köşesinde, geçmişin hatıralarına hürmetle, sabır ve rikkatle yürütüldü. Sergimizin her bir köşesi, ilmik ilmik işlenmiş sanatlar ve dualarla donandı.
Gelenekten Geleceğe “Kadim” Sanat Sergisini ana fikir ve eser bazında tanımak isteriz.
“Kadim” kelimesi yalnızca eski olanı değil; zaman üstü, mânâsı eskimeyen ve her devirde hikmet yüklü olanı ifade eder. Bu sergide de biz, geçmişin sanatı ile bugünün ruhunu bir araya getirip, medeniyetimizin derinliklerinden süzülen o irfan nehrinden bir damla sunmak istedik. Hüsn-i hat levhalarımız, ebrularımız, tezhiblerimiz, minyatürlerimiz ve keçe eserlerimiz; sanatkârın kalbinden süzülen dua ve nefesle şekillendi. Sergimiz, göze hitap ettiği gibi, gönle de hitap etmesi niyetiyle tertiplendi.
“Kadim” ve “Sanat” anahtar kelimelerinin nezdinizde bulduğu karşılıkları da konuşalım dilerseniz.
Ne güzel bir bahis… “Kadim” bizim için yalnızca bir zaman ifadesi değil, kökleri sağlam, mânâsı derin, hakikatle irtibatlı olan demektir. Sanat ise bu kadim olanı çağın diliyle, fakat asliyetinden koparmadan ifade edebilmenin zarif bir yoludur. Kadim olan, sanata ruh verir; sanat da kadim olana yeni nefes olur. Bu yüzden biz sanatla meşgul olmayı bir süs yahut gösteri değil, bir ahlâk ve vazife telakkî ederiz.
Sergi açılışı yoğun ilgi gördü. Bu alakayı nasıl tevil ediyorsunuz?
Bu teveccüh, milletimizin özüne ve irfanına duyduğu derûnî iştiyâkın işaretidir. Zira insan, mayasında olanı unutsa da bir gün gelir, o kadim nefese, o sanatla yoğrulmuş irfan sofrasına yeniden oturmak ister. Biz bu ilgiyi, geçmişle bağ kurma, köklerini tanıma ve kendi medeniyet değerleriyle yeniden hemhâl olma arzusu olarak görüyoruz. Sergi açılışındaki muhabbet ve zarif nazarlar, işte bu kalbî dönüşün habercisidir.
Öz sanatlarımıza ilgi duyanlar etkinliklerinize nasıl dâhil olabilir?
Kapımız ve gönlümüz, kadim sanatlara ilgi duyan her güzîde gönüle açıktır. İnsan ve İrfan Vakfı bünyesinde düzenlediğimiz sanat atölyelerimiz yıl boyu devam etmektedir. İsteyen dostlarımız, vakfımızın dijital mecraları vasıtasıyla atölye duyurularını takip ederek, kadim sanatlarımızın hem nazariyesiyle hem de tatbikiyle tanışabilir. Zira bu sanatlar, seyrederek değil, bizzat yaşayarak öğrenilir.
Son olarak sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Bizim niyazımız odur ki; kadim medeniyetimizin güzide sanatları, yalnızca duvarlarda yahut sergilerde değil, gönüllerde ve zihinlerde de yer bulsun. Zira sanat, içi boş bir tezyinat değil, insanın ruhunu terbiye eden, kalbini incelten ve dünyayı güzelleştiren bir cevherdir. Mevlevîhane’nin manevî ikliminde yetişen her sanat eseri, bir dua, bir nefes ve bir emanet olarak geleceğe yürüsün.
İlginiz için teşekkür ediyorum.
Ben de bu vesileyle, sanatımıza ve irfanımıza gönül veren her kıymetli dostumuza muhabbet ve hürmetlerimi arz ederim.
İbrahim Ethem Gören/30.06.2025/Yazı No: 455