Page 19 - Kuşların Şarkısı
P. 19
Gelelim hikâyemize; hikâyemiz bundan sonra başlıyor…
Süleyman Peygamber ile yolculuklar yapan, dünya üzerinde pek çok yer dolaşan Hüdhüd, ne
zaman Çin ülkesinde ki o tüyü görmüş, gönlüne bir ateş düşmüş. Kuşların padişahı olan Simurg’u
görme arzusuyla yanmış, tutuşmuş tutuşmasına da Kafdağı’na yalnız gitmeye cesaret edememiş.
Oysaki, yıllarca denizlerde, karalarda gezmiş; vadilere, dağlara, çöllere gitmiş. O yüce padişahın
yanına varmak, onu görmek için çıkılacak yolculuk zorluklarla doluymuş. Tek başına bu işe güç
yetiremeyeceğini düşünmüş. Çareyi ise diğer kuşlara gidip bu yolculuğa birlikte çıkmalarını tek-
lif etmekte bulmuş. Bulmuş ama Simurg’ tan düşen o tüyü görmeyen diğer kuşları, bu zor yolcu-
luğa ikna etmek hiç de kolay değilmiş. Önce onlara Simurg’ un güzelliğini anlatarak gönüllerine
aşk ateşini düşürmesi gerektiğini anlamış... Böylece ayrı ayrı bütün kuşların yanına giderek,
onlara Kafdağı’nın ardındaki kuşların padişahı olan Simurg’ u anlatmaya ve bu yolculuğa ikna et-
meye karar vermiş.

