Page 32 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 32

60. Sanat Yılında
           Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ




















                                                           t Mûsikî Eğitimi t












                                            stanbul’a gelmeden önce Nefsi  Yâdeş Köyü’nde bazen kırık-dökük bir
                                        İ gramofonun bazen de bir radyonun etrafında toplanmış ve sevilen şarkıları
                                         sevdikleri sanatçılardan dinlemeye çalışan insanları hatırlayan Âmir Ateş,
                                         “Aynı eserin radyoda bir daha ne zaman çalınacağı belli olmadığı için şarkıları
                                         o kadar can kulağıyla dinlerdik ki âdeta ezberlerdik” sözleriyle yaşanılanları bir
                                         nebze de olsa özetlemektedir. Köydeki bu ortamda ezberlediği eserler, Âmir
                                         Ateş Hoca’ya adeta İstanbul’da karşılaşacağı mûsikî ortamı için hazırlık sınıfı
                                         olmuştur. Zira ileride radyodan dinlediği eserlerin bestekârları ve eserleri
                                         seslendiren sanatçılarla tanışacak ve onlarla aynı sahneyi paylaşacaktır.

                                         Âmir Ateş, İstanbul’a geldikten sonra mûsikî dünyasına hızlı bir giriş
                                         yapmıştı. Nûruosmâniye Câmii’nde talebe iken arkadaşlarının tavsiyesiyle
                                         Çarşıkapı’da sıvacı nâmıyla mâruf, fasıl geleneğinin önde gelen isimlerinden
                                         Kemal Gürses’in riyâsetinde yapılan mûsikî derslerine başlamış ve buraya
                                         birkaç ders kadar devam etmiştir. Hâfızlık eğitiminin yanı sıra katıldığı bu
                  Hâfız Ali Rıza Sağman  derslerin önemini kendisi şu şekilde ifade etmektedir:
            Aynı eserin radyoda bir daha ne           “Kemal Gürses Üstad’ın vefâtından önce çalıştırdığı bir koro
                                                      vardı ve oradan aldığım kıvılcım içimdeki volkanı harekete
       zaman çalınacağı belli olmadığı için           geçirdi. Daha sonrasında merhum Ali Rıza Sağman (ö.1965)’a
                                                      devam ettim. Bu katıldığım meclislerde hârikulâde haller
       şarkıları o kadar can kulağıyla                yaşadım. Bu hocalardan olabildiğince yararlanma gayreti içinde

       dinlerdik ki âdeta ezberlerdik.                olduktan sonra bendeki mûsikî aşkı hakikaten söndürülmez bir
                                                      hâl  aldı.”







                                                             • 28 •
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37