Son dönemde iş dünyasında öne çıkan konulardan olan çalışma modellerini bu yazımızda inceliyoruz.
İş hayatı, gelişen teknoloji ve değişen dünya düzeniyle birlikte kendisini sürekli yeniliyor. Son dönemde iş dünyasında en çok değişiklik gösteren konular arasında ise çalışma modelleri öne çıkıyor. Teknolojinin gelişmesi, dijital dönüşüm süreçlerinin hızlanması ve salgın sebebiyle evden çalışmanın yaygınlaşması gibi faktörler, şirketlerin yeni iş modelleri geliştirmesini de kaçınılmaz hâle getiriyor. Peki klasik mesaili çalışma tarihe mi karışıyor yoksa evden çalışma oranı sanıldığı kadar yüksek değil mi? Bu konuların detaylarını aşağıda bulabilirsiniz.
Mesaili Çalışma Hâlâ Gözde Bir Sistem
Mesaili çalışma, yani klasik anlamıyla gün boyunca 6 ila 8 saati ofiste geçirme sistemi, hâlen en çok tercih edilen iş modeli olarak öne çıkıyor. Bu durumda, yapılan işlerin büyük bölümünün uzaktan çalışmaya uygun olmamasının da büyük bir payı bulunuyor. Örneğin üretim tesislerinde, fabrikalarda ve lojistik sektöründe çalışanların bizzat sahada görev alması gerekiyor. 2020 yılında ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, toplam iş gücünün yaklaşık %96’lık bir kısmı, hâlen mesaili çalışma sistemine devam ediyor. Bu oranın çok büyük bir kısmını ise fiziksel işlerde istihdam edilen kişiler; yani restoran şefleri, garsonlar, postacılar, imalatçılar, temizlikçiler ve benzeri meslek grupları oluşturuyor.
Uzaktan Çalışma Sistemi Giderek Yaygınlaşıyor
Koronavirüs salgını öncesinde de çok konuşulan ve tartışılan bir sistem olan uzaktan çalışma, her geçen gün biraz daha yaygınlaşıyor. Uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasının pek çok farklı sebebi bulunuyor. Şirketler, istihdam ettikleri kişilere evlerinden çalışma imkânı tanıyarak çok önemli masraflardan tasarruf edebiliyor. Şirketlerin ofis için harcayacağı yemek, elektrik, su, ısıtma gibi giderlerin azalmasını sağlayan uzaktan çalışma sistemi, çalışanlar için de çeşitli avantajlar sunuyor. Uzaktan çalışanlar, evden çalıştıkları süre boyunca kıyafet ve yol masrafı gibi giderlerden korunurken vakitten de tasarruf edebiliyor ve kendilerine daha fazla zaman ayırabiliyor.
Yükselişe Geçen Yeni Sistem: Hibrit İş Modeli
Son dönemde sıklıkla söz edilen iş modelleri arasında, hibrit çalışma şekli de bulunuyor. Hibrit ifadesi, “melez” anlamına geliyor ve iki farklı kaynağın aynı anda kullanıldığı durumları tanımlıyor. Hibrit çalışma ismi ise belirli dönemlerde ofiste, belirli dönemlerde uzaktan çalışma yöntemine veriliyor.
Son araştırmalara göre ABD’de yaklaşık 4,7 milyon kişi, haftanın yarısında evinde, yarısında ise ofiste çalışıyor. Hibrit çalışma sisteminde masa başında yapılabilecek işlemler eve bırakılırken, çalışanlar yalnızca toplantı, sunum, pazarlama gibi yüz yüze gerçekleştirilebilecek durumlar için ofise çağrılıyor. Hibrit, yani karma çalışma sistemi, masrafların optimize edilmesi ve iş verimliliğinin artırılması gibi avantajları sayesinde dünya genelinde popüler bir akım olma yolunda ilerliyor.
Gençlerin Tercihi: Freelance İş Modeli
Son dönemde popülaritesi giderek artan iş modelleri arasında, freelance çalışma da bulunuyor. Serbest ve bağımsız bir iş modeli olan freelance sistem, özellikle Y ve Z kuşakları arasında son derece popüler olmasıyla öne çıkıyor. Freelance çalışanlar, müşterilerini kendileri buluyor ve yaptıkları iş kadar ödeme alıyor. Herhangi bir şirkete bağlı olmadan çalışan freelancer’lar, bu sayede mesai saatlerini, çalışma tempolarını ve çalışma yerlerini tamamen kendileri belirleyebiliyor. Freelance çalışma modelinde, yapılan iş de büyük önem taşıyor. Yazılımcılık, tasarımcılık, dijital pazarlama, sosyal medya yönetimi, yazarlık, müzisyenlik ve seslendirme sanatçılığı gibi meslekler, freelance çalışma modeli için en uygun iş kolları olarak değerlendiriliyor. Kendi işinin patronu olmayı ve sınırlarını kendisi belirlemeyi tercih edenlerin favori iş modeli olan freelance çalışma sistemi, çeşitli dezavantajlara da sahip. Özellikle işin ne zaman geleceğinin bilinememesi ve aylık gelirin belirli bir düzene sahip olmaması, freelance çalışma modelini tercih edenlerin karşılaşabileceği en büyük zorluklar olarak görülüyor.