Nesih Hattat Mürekkebin Zikri İşitiliyor.
Evvelemirde Mushaf-ı Şerîf’in yazı ve bezeme özelliklerine değinelim… Hattat Halil el-Hüdâyî’nin, koyu nohûdî renk, oldukça kaliteli, Hint âbâdisi şeklinde tarif edilen aharlı kâğıt üzerine is mürekkebiyle kaleme aldığı Mushaf’ın yazılarının ölçüsü 5.5 x 9,5 cm kutrunda. Her yönüyle usta bir hattatın kaleminden neş’et ettiğini gözlemlediğimiz nesih yazılarda mürekkebin zikrini işitmek mümkün! Âyet berkenar olarak hazırlanan Mushaf’ın her bir sahifesinde on beş satır yazı bulunuyor.
18’inci ve 19’uncu asırlara tarihlenen yazma Mushaflara müşfikâne nazar edenler ketebe hattının ana metin hattından farklı yazı neviyle; hattı icâze ile kaleme alındığını görecektir. İş bu Mushaf’ın ketebe kaydı da icâzeyle, “Ketebehû el-abdü'z-za'îf türâbü akdâmi'l-mesâkîn Hâfız Halîl el Hüdâyî ser-müezzin-i hazret-i tâc-dârî Hâne-i Hâssa li seneti isnâ ve ışrîn ve mi'eteyn ve elf min hicreti men lehü'l-izzü ve'ş-şeref” şeklinde yazılmış.
Zilbahar Nakışlar
Yazı kenarlarına gelince… Parlak sarı, mat ve yeşil altın kullanılarak iki ve dört milimetrelik çift bordürler ile çerçevelendikten sonra dört siyah cetvel ile çevrilerek en dış hatta kırmızı bir cetvel çekilmiş. Mushaf’ın cildinde deri üzerine altın ve tarama yöntemleriyle çalışılırken, muhafazada zilbahar tarzında nakışlamanın tercih edildiğini söylemek vâkıa mutabık olacaktır.
III. Selim devrinde saray nakışhanesinin mühim simaları arasında yer alan Nakşibendî tarikatına mensup, orta yaşlarını sürmekte olan, aynı zamanda hattatlıkla da iştigal eden müzehhip Ali Nakşibendî er-Râkım, Mushaf’ın tezhip ve süslemelerinde yoğun olarak “şükûfe”yi tercih etmiş. Bu cümleden olarak 254 adet, her biri diğerinden âlâ tezyin özelliğini hâiz nakış ortaya çıkarmış.
Yazı aralarında sade altın noktalar bulunan ‘kalem güzeli’nde 29 adet vazolu çiçek şeklinde hizip gülleriyle birlikte her biri diğerinden farklı motiften oluşan 112 adet çeşitli tezhip uygulaması da göze çarpıyor.
Ketebe sayfası zengin rokoko motiflerle bezenen yazmada 106 adet sade çiçek buketi şeklinde hizip gülleri de bulunuyor.
Hanım Sultanlara Hediye!
Yazı, bezeme ve cild unsurlarından yola çıkılarak Mushaf’ın Osmanlı Sarayı için kaleme alındığını ifade edebiliriz. Yazmanın süsleme unsurlarının çoğunlukla çiçek ve yapraklardan meydana geliyor olması özellikle Harem için çalışıldığına; özenli, ince ve temiz işçiliği de hanım sultanlara takdim edildiğine dair naif bir işaret olsa gerektir!
Er-Rakım
Ali Nakşibendî, III. Selim devri saray nakışhanesinde Mushaf’ı bezediği senede, Nakşibendî tarikatına mensup, orta yaşlarda usta bir müzehhiptir. Hattatlıkla da meşgul olmaktadır ve dahi mahlası er-Râkım'dır.
Sanat Tarihimizin Bilinmeyen Bir Çiçek Ressamı
Geçtiğimiz hafta Yazma Eserler Kurumu’na takdim edilen Hattat Halil el-Hüdâyî ketebeli Mushaf’tan yola çıkılarak 2012 yılında sanat camiamıza Sanat Tarihimizin Bilinmeyen Bir Ressamı Ali En-Nakşibendî er-Râkım kitabını armağan eden Azade Akar’a ve kitabın yayıncısı, Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi Başkanı, Mimar Nakkaş Semih İrteş’e teşekkür ederken âhir kelâmı Azade Akar hocamıza bırakıyorum.
Azade Akar: 200 Sene Devam Eden Yeni Ezeme Tarzı İhmal Edilmemeli
Klasik Osmanlı sanatına hayranlık duymamak mümkün değildir. Ancak bazı negatif görüşlere bağlı kalıp 200 seneye yakın bir zaman devan eden (Türk Rokokosu şeklinde isimlendirilen) Osmanlı sanatını ve sanatseverlerini etkilemiş olan bu yeni resim tarzını hakir görmek, sevmemek ve ihmal etmek doğru değildir, diye düşünmekteyiz. Koleksiyonlarımız bu tarzda tezyin edilmiş sayısız nadide el yazmaları ile doludur. Bunları araştırmak, tanıtmak ve sanatsal değerlerinden istifade etmek, geleneksel sanatlarımızla meşgul olanların başlıca görevlerinden biri olmalıdır.
İbrahim Ethem Gören/02.01.2025 Yazı No: 433