Bayram günlerinde aile büyüklerinin ağzından hüzünle dökülen “Nerede o eski bayramlar” sözü gençlere pek bir anlam ifade etmese de, gerçekten de eski bayramların tadı bir başkaydı. Teknolojinin bu kadar gelişmediği, dijital dünyanın hayatımızın her alanına sirayet etmediği, her köşe başında büyük alışveriş merkezlerinin olmadığı o eski günlerde bayramlar, günümüz bayramlarından çok daha coşkulu yaşanırdı. Şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş olan, kültürümüzde yer etmiş eski bayram geleneklerini öğrenmek ve günümüzde de yaşatmak ister misiniz?
Bayram Öncesi Hazırlıkları
Günümüzde de hala bayram öncesi birtakım hazırlıklar yapılır. Ancak eski bayramlarda bayram kutlama öncesinde gelenek haline gelmiş büyük alışverişler yapılır, herkesi tatlı bir telaş kaplardı. AVM’ler bu kadar yaygın olmadığı için aileler çocuk çocuk çarşılara akın eder, önce çocuklara sonra da yetişkinlere baştan ayağa, yepyeni bayramlıklar alınırdı. Daha eski dönemlerde, günümüzdeki gibi hazır kıyafetler olmadığı için terzilere ölçüler ve siparişler verilirdi. Evin her bir bireyine bayramlık kıyafetler diktirilir, terzilerin önünde uzun kuyruklar oluşurdu. Varlıklı aileler, durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarına da bayramlıklar diktirirdi. Çarşılarda büyük bir bayram alışverişi kalabalığı olurdu. Bayramda tertemiz ve yepyeni kıyafetler giymek isteyenlerin oluşturduğu bu coşkulu kalabalık, kıyafetin yanı sıra kilo ile şeker, çikolata, mendil, kolonya, tatlı malzemeleri gibi misafirlere ikramlık ihtiyaçlarını da alırdı. Alışverişin dışında; evler ve bahçeler de misafire hazırlanır, her yer dip köşe temizlenirdi. Günümüzde hem internet alışverişinin yaygınlaşması hem de her semtte bulunan büyük AVM’ler nedeniyle çarşılardaki bayram telaşının ve bayramlık alışverişe çıkmanın azaldığı söylenebilir.
Geleneksel Bayram İkramlıkları ve Misafir Hazırlıkları
Hiç mendil içinde harçlık ve şeker aldınız mı? Eski bayramlarda, ince düşünceli insanlar çocukları utandırmamak için harçlık ve şekerleri bembeyaz bir mendil içinde verirdi. Hazır tatlılar, pastaneler günümüzdeki kadar yaygın olmadığı için evlerde hamurlar yoğurulur, yufkalar açılır ve baklavalar, börekler yapılır, sarmalar sarılırdı. Gelecek olan misafir önemsenir, ikramda kusur etmemek, misafiri iyi karşılamak için herkes gücü yettiğince en iyi hazırlığı yapmaya çalışırdı. Tarih olarak ne zamana dayandığı ve kaynağının ne olduğu tam olarak bilinmese de halk arasında “arefe suyuna girmek” diye bilinen bir tabir vardı. Arefe gününde çocuklar da yetişkinler de yıkanırdı. Çocukların arefe suyuna girdiğinde bir arpa boyu uzadığına dair bir inanış vardı. Bayram arefelerinde hamamlar dolup taşardı. Eski dönemlerde çocuklar arefe gününde de konu komşuyu dolaşır, mübarek günlerini kutlardı.
Bayram Panayırları
Osmanlı Dönemi’nde 90’lı yıllara kadar süren Bayram Panayırı geleneği günümüzde neredeyse unutuldu. Bayram panayırları içini bayram coşkusu kaplamış olan halkın sevincini doyasıya yaşadığı ve eğlenebildiği yerlerdi. Özellikle çocukların çok sevdiği bu panayırlarda çocuklar için lunapark oyunları bulunurdu. Baloncular, simitçiler, çerezciler gibi seyyar satıcıların da olduğu panayırlarda eğlence geç saatlere kadar sürerdi.
Bayram Günleri Misafirlerin Gelmesi ve Bayramlaşma
Eskiden yakın uzak demeden tüm akraba ve eş dost birbirleriyle bayramlaşmaya giderdi. Bayramlaşmaya gidilecek kişiyi öncesinde arayıp haber vermeye gerek duyulmaz, çat kapı gidilebilirdi. Özellikle yaşça büyük kişiler mutlaka ziyaret edilir, hal hatır sorulur, gündelik konularda bayram sohbetleri edilirdi. Her gelen iyi karşılanır, küsler bu günlerde barışırdı.
Bayrama Özel Radyo ve Televizyon Programları
Televizyonun olmadığı yıllarda radyo, halk arasında en büyük eğlence ve iletişim kaynağıydı. Bayram günlerinde bayrama özel programlar yapılır, bayram türküleri çalınırdı. Televizyonun evlere girmesiyle bayrama özel eğlence programları televizyonlardan takip edilmeye başlandı. Sevilen sanatçılar, özel bayram konserleri verir, televizyon kanallarının her biri “Bayram Özel” programları yapardı.
Tüm Ailenin Bir Araya Geldiği Bayram Yemekleri
Bayramın ilk günü, tüm aile üyeleri, normal günlerden daha büyük bir özenle hazırlanmış kahvaltı sofralarında bir araya gelirdi. Ayrıca bayramlarda evlerde yöresine göre değişkenlik gösteren özel bayram yemekleri pişirilirdi. Yemekler, gerektiğinde misafirlere de ikram edilmek üzere fazlaca pişirilirdi. Herkes kendi kültür ve geleneğine göre ikramlarını yapardı. Keşkek, karışık kızartma, zeytinyağlılar, eğer kurban bayramıysa ve kurban kesilmişse büyük tencerelerde kavurma, pilavlar, kömbe ve börekler, yüksük çorbası ve yaprak sarması gibi yemekler bayramlarda pek çok evde bulunurdu. İçecek olarak ise eğer yaz aylarıysa limonata, ayran gibi serinleten içecekler bol bol yapılırdı. Ramazan bayramlarından sonra ise reyhan şerbeti yapılır ve Türk kahvesinin yanında soğuk soğuk ikram edilirdi.