İçeriğe Git İçeriğe Git Alt Bölüme Git

Dayanışma Kültürümüzün Göstergesi: Kurban Bayramı

Hem Müslümanlar için önemli bir dini bayram, hem de maddi ve manevi dayanışma kültürümüzün göstergesi olan Kurban Bayramı'nı bu yazımızda detaylarıyla ele alıyoruz.

İslam’a göre akıl ve ruh sağlığı yerinde, mukim, hür ve 80 gram altın veya buna eş değer bir nakde sahip olan Müslümanlar kurban kesmekle mükelleftir. Şartları sağlayanlar için kurban kesmenin hükmü vaciptir. Müslümanlar, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kestikleri kurbanlarla hem Allah’a manen yaklaşmakta, hem de maddi durumları yetersiz olduğu için kurban kesemeyenlere kurban eti ikram ederek toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın güzel bir örneğini sergilemektedir. Kurbanın ruhunda Hakk’a yakınlık, halka ise fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban ibadeti, bir Müslümanın bütün varlığını gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir simgesidir.

Kurban Bayramının geçmişi Hz. İbrahim (as) ve oğlu Hz. İsmail’e (as.) dayanır. Üç gece üst üste rüyasında oğlu İsmail’i kurban ettiğini gören Hz. İbrahim, Allah’ın bu isteğini yerine getirmek için oğluyla birlikte yola çıkar. Yolda insan suretindeki şeytan onun imanını sınayarak vazgeçirmeye çalışsa da Hz. İbrahim, Allah’a boyun eğer ve yoluna devam eder. Rüyalarını oğluna anlatır. Tam teslimiyet içindeki oğlu Hz. İsmail’i kurban etmek üzereyken Allah ona bir koç gönderir. Hz. İbrahim’in Allah’a teslim olup itaat etmesi çetin bir imtihanı kazanmasını sağlar. O günden sonra kurban olarak sadece koç değil zamanla keçi, koyun, sığır ve deve gibi hayvanlar da kurban edilir. 

İslam’a göre Hicrî takvimde Zilhicce ayının 10. gününden itibaren 4 gün boyunca Kurban Bayramı olup bir gün öncesi arefedir. Zilhicce ayının 10, 11 ve 12. günleri “Eyyâm-ı nahr” yani kurban kesme günleridir. Kurban kesme günleri dini ve geleneksel bayram havasında kutlanır. Arapça’da “Eid al-Adha” olarak bilinen bayram hac ziyaretlerinin de yapıldığı zamandır. Kurban, birlik ve beraberlik duygusunun derinden hissedildiği, yardımlaşma ve dayanışmanın arttığı bir bayramdır.

Maddi-Manevi Birlik ve Beraberlik Duygusu

Kurban Bayramı, İslami bir ibadet olmasının yanı sıra toplumsal birlik, beraberlik ve dayanışmanın en güzel geleneklerinden biri haline gelmiştir. Bireyler maneviyatını güçlendirmek için Allah’a kurban sunarken kurban etlerinin ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasıyla paylaşma ve birlik duyguları güçlenir. Bu nedenle bayram zamanları sadece bir ibadetin yerine getirilmesi olarak değil, toplumun bir ve beraber olması olarak da ele alınır. Kurbanın bireysel ve toplumsal faydası farklı olsa da sonuç birlik, beraberlik, dayanışma, güçlü maneviyattır.

Yüzyıllardır süren bayram gelenek ve görenekleri zaman içerisinde yerleşmiş ve bir kültür haline gelmiştir. Geleneklere göre kurban edilecek hayvanın eti üç eşit parçaya bölünür. Kurbanı kesen aileye, arkadaşlara ve ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtılarak toplumsal dayanışmanın güzel bir örneği ortaya konulur. Sosyal adalet ve eşitliği sağlamak için pay edilen kurban etlerinin eşit et, kemik ve yağdan oluşması önemsenir. Yardımlaşma ve dayanışma içeren bu davranışın en samimi şekilde gerçekleşmesi beklenir.

Maddi-manevi birlik ve beraberlik duygusunun üst noktada yaşandığı Kurban Bayramı, Müslümanların  toplumsal duyarlılığının bir sembolüdür. Çünkü durumu iyi olan kişilerin olmayanlarla yardımlaşmak ve paylaşmak için gayret sarf etmesine yönelik bir ritüel içerir. Kurban kesimine dahil olan kişiler, toplumdaki ihtiyaç sahiplerini tespit edip kurban etlerini onlarla paylaşırken sosyalleşir. Böylece statü fark etmeksizin toplumun her kesimi bir araya gelir.

Geçmişten Günümüze Kurban Bayramı Gelenekleri

Bayram gelenekleri dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar tarafından uygulanır. Gelenekler kültürel olarak bazı farklar içerse de temelde İslami hassasiyetlere bağlı kalınır. Türkiye’de Kurban Bayramı geleneklerine göre ilk gün sabah erken saatlerde kalkılır ve erkekler bayram namazına gider. Namazın bitiminden sonra İslami usullere göre kurban ibadeti gerçekleştirilir. İlk gün birçok aile kurban kesim işlemi yaptığı için bayram ziyaretleri sonraki günlere bırakılır.

Anadolu’nun birçok bölgesinde kurban edilecek koç, keçi veya sığına arife akşamı kına yakılır. Kurbanın kınalı şekilde kesilmesi maneviyatı ve duyulan sevinci artırır. Askere giden gençlere kına yakılmasın da evladın vatana ve millete feda edilmesi, bir nevi kurban edilmesi anlayışının bir göstergesidir.

Türkiye’nin birçok bölgesinde, evlenmek üzere olan sözlü/nişanlı çiftlerden damat tarafı kız tarafına kurban bayramlarında kurbanlık koç gönderir. Bazen kurbanlık koç, boynuzlarına altın takılarak da hediye  edilir. Kız tarafının kendi kurbanı ve hediye gelen kurban kesilerek pay edilir, eşe, dosta, ihtiyaç sahiplerine ikram edilir.

Bayramın ikinci gününden itibaren aile büyüklerinin evleri ziyaret edilir, büyüklerin elleri öpülür, duaları alınır, misafirlere kurban kavurması ve tatlılar ikram edilir. Bayramlaşma sırasında kolonya ve şeker ikram etmek, çocuk ve gençlere bayram haçlığı vermek itinayla sürdürdüğümüz önemli bir gelenektir. Bayram ziyaretleri genellikle ikinci, üçüncü ve dördüncü gün yapılır.

Kurban Bayramı manevi duyguların ön planda olduğu, yardımlaşma ve dayanışmanın derinden hissedildiği en güzel geleneklerimiz arasındadır.